Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Friday, February 12, 2016

Umut Hırsızı

en büyük eksikliğimi her planımda senden başka kimse yüzüme, gönlüme tokat gibi savurmadı.sanki ben böyle olsun istedim.her şeyin sorumlusu benmişim gibi sonuçlarına her defasında katlanan benim.çünkü bu kapıdan çıkıp giden, mücadele eden benim.sen hayatın kör yanısın bu yüzden anlamanı beklemem hata.yine olsun be Simge, olsun bu da olsun diyebiliyorum sadece.
Katlanıp, yutkunuyorum. Hayallerimi ve planlarımı kalan sağlara bırakıyorum.
çünkü ben eksiğim, sıra benim sıram değil.nasıl baş edebilirim ki değil mi?
tamam ben yerimi biliyorum.payıma düşen yine susmak.susarım mühim değil.
zaten bir beklentim yok, bırakmadınız ki.böyle de devam ederim sorun değil.
bana sunulan bu hayat da umutsuz vaka kalsın,ne olacak sanki.elbette her yolun sonu ölüme çıkmıyor mu?orda eşitiz ve yolun sonunu biliyorum en azından o bana dert değil.

yok sadece dargınım, önemli değil
herkes dargın, hepimiz kırgınız
ben biraz daha fazla sadece
toparlanır mıyım?
toplanma ihtimali varsa bile dağınık kalmayı tercih ederim
zaten her fırsatta dağılıyor, boşa emek.

teşekkürler.


edit: eksik kalmasam da yine aynı şeyler olurdu.çünkü yazgı dedikleri olay tam olarak bu.eksikliğim kırmasa başka birinin fazlalığı kıracaktı.

Wednesday, February 10, 2016

Bir "Sezen" Bin Şarkı Bir Hayat










bu kez söylenilmemiş sözlerden ziyade
hepimizin bir ömür boyunca bağıra bağıra söyleyeceği
o sözlerle kendimi ifade etmek istedim,
önemli olan duyguları aktarmaksa,
eminim Sezen Aksu her insanın kalbine mutlaka dokunmuştur.
belki baştan sona hepimizin ezbere bildiği bir şarkısıyla
belki hiç duyulmamış bir şarkısının kıyıda köşede kalmış cümlesiyle
belki hayata baktığı içtenliğiyle
biliyorum hepimizin içinde bir Sezen var.

Bir yazımda Barış Manço için "Herkes tarafından sevilmek ve ölmeden önce dünyaya, insanlara çok güzel şeyler bırakmak önemliymiş." demiştim.
Sezen Aksu da bu önemi tartışmasız iliklerimize kadar işledi.

Kendisinin kapıları ölüme de nefese de sonsuz açık.
Bilmiyorum kimi sevdi, kimler kırdı
Kimi gizledi o sözlerine
Kaç kere beğenmeyip, buruşturdu attı sayfalarını
"Sarı Odalar" sözlerini hangi uykudan ağlayarak uyanıp yazdı mesela
yarım kalmış sözlerini hangi kilitli dolabına sakladı
70'lerden bugüne çok şey değişti
Şarkılarını hala sarı sayfalara mı not ediyor yoksa masaüstüne mi
Belki de benim gibi moduna göre kurguladı 
ve sadece söylemek için yazdı
En uzun evliliği dört yıldan öteye geçememiş mesela,
aşkı içinde yaşayıp sevenlerine anlatmayı seviyor belli ki
aşka kısıtlama koymadığı için herkes onu sonsuz seviyor zaten
Şarkının adı Aşk oldu ama kendi aşkı sadece sarı sayfalarda
sarı odalarda kaldı
Hiç aşkı yaşamamış bile olabilir,
bilirim..inanırım..
Aşka dair kalpten sözler yazmak için aşkı yaşamak gerekmiyor
Aksine aşkı yaşayamayan insanlar aşkı daha güzel dile getiriyor
Kısaca Sezen Aksu, bizim gibi bir hayat yaşayıp
bizler için şarkılar yazdı.



"Duyulsun ki ibret olsun aşkımız 
Eğretiyim, bana yer yok düğününde"




"Ah neden korktun? 
Bir uyandım ki artık yoktun"


"Mutluluk en çok onun hakkı 
Bu yorgun kırık dökük hikayede adı bende saklı"




 "Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp"


"Hayat, kadere inat 
Seni sil baştan yaşayacağım ahdım olsun"



"Zar zor yıktım duvarlarımı ,kıymetini bil uzatma"


"Dilersen anıları yakalım 
O zaman yerine anı yapılacak"



"Sen kendine aşıksın sen yalancısın 
Hatta sevişirken bile yabancısın "


"İnsan acılarla kıvransa da, ve o aşkta bir daha doğsa da 
dünyasını yeniden kursa da, düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar"


"Ele avuca sığmazdı deli gönlüm 
Bir zamanlar nerdeydi şimdi nerde"


"ele geçmez istediğin, uğruna savaş vermediysen"


"Sevginle tutuştuğumu sanırdım"


"Yani değişmedim hala, öyle biraz çocuk kaldım"


"Gel de eğ, eğ şu asi başını 
Kaçırma gel şu olgun yaşını"


"O kadar yandı ki canım sonunda karşıdan baktım.."


"O zaman hemen git radyoyu aç bir şarkı tut 
Ya da bir kitap oku mutlaka, iyi geliyor 
Ya da balkona çık bağır, bağırabildiğin kadar 
Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor"


"..Yalanlardan dolanlardan daha güçlü bir yürek var"


"Dilediğin kadar acıt canımı 
Yokluğun da varlığın da yetmiyor"


"Sanki aşkı öğütmeye programlı gibiyiz.."


"Üç gün mutlu olduysam, üç ömürlük ağladım"

"Kolay olmayacak elbet üzüleceğim 
Mutlaka bir iz bırakacak"


"Malımı al mülkümü al ,olsa gel samur kürkümü al 
Yerimi yurdumu uykumu ,tende en kuytumu al"


"Ben sen sen diye bittim oğlum!"

"Hem utangaç hem hevesli ,mektepli sevgililerdik"


"Cehennem ateşi ahirette olur,sen beni dünyada ateşe attın"


"Başka sevgilerde tesselli bulunca 
İşte biz o gün düşüneceğiz"

"O SAHIL, O EV, O ADA..!"

"Alışır her insan, alışır zamanla kırılıp incinmeye 
Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalkmak"


"Ben çoktan geçmişim bak istikbalimden 
Hadi çağır artık, tası tarağı toplayıp geleyim hemen"



"Yeter yeter beni bırak seninle kendi halime 
Yeter artık içindeki yabancıya söyle gitsin"

"..yine yine yeniden sev"

"ben sana küsüm aslında, haberin yok 
koyup gittiğin yerde kötülük çok"


"Yarin gözü yüksekte benim bir kuru aşkım var 
Düşmanlarım nispette be hey kara vicdanlı yar!"




(benim için en önemli olan o' şarkıyı bütünüyle sona saklamak istedim)





"Hep aynı hikaye gönlüm düşünce aşka 
Her ayrılık aynı yalnız kişiler başka 
Hep aynı yalnızlık aynı tanıdık telaş 
Hep aynı herşey aynı sanki birbirine eş 
Geçer geçer daha öncekiler gibi 
Buda geçer neler neler geçmediki 
Yine düşer deli divane gönlüm aşka
Aşka vurgunum ben 

Hep aynı heyecan 
aynı çocuksu hayal 
Ben böyle biraz deli 
sende biran öyle kal 
Nasıl olsa geçer!





her cümlen, her şarkın için kalbine sağlık..


Monday, February 8, 2016

kıyamet dediğin ne zaman kopacak

tuhaf, bu duruma sevinemiyorum bile,
çok şey yazacaktım
yazma ihtiyacı duydum çünkü bir an gaza gelmiştim
yani "seni gördüğüme sevinmiştim"
ama "görmesem daha iyiydi.."

eve gelirken kafamda toparladığım sayfalarca cümle vardı
ayakkabılarımı çıkardıktan sonra kırgın hissettim kendimi
kafamın içinde -backspace- tuşu takılı kaldı
o yüzden yine dağınık yazacağım
arada bir sayfayı minimize edip dizimi izleyeceğim
canım istedikçe bir cümle bırakacağım bu posta
üstelik üşütmüşüm baya, yutkunamıyorum
dur biraz kendime nane limon yapıp onu içeyim,
sarılırsak sana da hastalık bulaştırmayayım.

renksizim. cansızım. hevessizim.
her an bütün hesaplarımı kapatıp sekmelerden-aramalardan yok olabilirim
iyi niyet, iyi insanlara bile yakışmıyor artık
aylarca beklediğim şeyin gerçekleşmeye yakın beklentim olmadığını anladım
çünkü bir kere bir heves kırılınca ikinci defa kursağına kadar yutamıyorsun
dalgaya alarak konuştuğum konuların içeride canımı yakması çok yıpratıcı

bu kez biraz da sen kapı dışında kal,
sen çabala istiyorum,
biraz da sen ekrana her baktığında avucunda sadece
"görüldü" bildirimi olsun

artık düşünceli taraf olmaktan vazgeçeyim diyorum
vazgeçersem sen düşünceli olabilecek misin?
ben hiç sanmıyorum..
o yüzden bunu göze alıp vazgeçemiyorum benliğimden,

benim kırgınlığım aşktan değil,
aşk yok korkma,
kırgınlığımdan haberin de yok biliyorum
fakat neye kırgınım işte onu ben de bilmiyorum
sevgi dediğin dünya malından ibaret,
sevgimi ne sana ne de bir başkasına harcayamam ki
sevgi de değil merak etme
haklısın, sen tarafından bakınca bana cayır cayır yanıyormuşum gibiyim
üfleyerek söndürmeye çalışıyorsun ama ortada yangın da yok
aslında ben ulaşılmazlığına kırılmış olabilirim,

dünya malı olan sevgini Burj Dubai'e taşımışsın gibi bir halin var
sevgin her yerden görünüyor, her yeri de görüyor
birilerinin gazı ile taşımışsın belli ki,
yalnız başına taşıyabilecek kadar güçlü biri değilsin sen, gördüm
sen sevgini doldurulmuş denizlerin üzerine kurulan betonlara taşımışsın
ne acı..
ben ise sevgimi everest tepesine taşıdım yıllar önce
aramızda ki o incecik çizgi bu
meselemiz de
o yüzden dedim ya aşk yok..
korkma sen de var olacak gibiyse durdurup başa alırız
yeter ki aşk olmasın
..

ben çok çaresiz kaldım,
belirsizlik dediğin olay bana çok koymuyor






Saturday, February 6, 2016

Bu Benim Meselem





2016, 30 0cak


 Biliyordum,o işler o kadar kolay olmayacaktı.
Kolay olmasını hiçbir zaman istemedim, Benim telaşım zoru kazanmak.
Zor tercihlerim yolumu hep uzattı ama buna rağmen zoru seçmekten asla pes etmedim.,Kaybetmek benim için her zaman daha önemli oldu.Her kaybedişimde akıttığım gözyaşlarım bir kez olsun üzüldüğüm için akmadı.Bir sonuca vardığımda elimde hiçbir kazancım olmasa bile, "denemeye
değer!" demeyi sevdim ben,yanlış anlama seni değil, seni kazanmak için çabalamayı sevdim.Çabalamanın, duygularıma enerji verip kalbimi her şeye rağmen hayatta tuttuğuna dair inançlarım var.Çabaladığım ve düşündüğüm sürece canlıyım.Uğruna kendimi harap etmediğim, gözyaşı dökmediğim hiçbir amacımdan tatmin olmam.

 Son zamanlarda yaşadığım talihsiz sonuçlar hakkında herkes kendi adına az biraz bana destek olmaya çalışıyorlar.Hepsinin söylemek istedikleri şeylerin aritmetiğini aldığımda ortaya yaklaşık olarak "çok çabaladın..sağlığını hatta kurduğun hayalleri asla gerçekleştiremeyecek kadar hayatından, canından, biricik uykundan en çok da kendinden ödün verdin.Çabaladın Simge.." sonucuna vardım.İnanın bu sözleri duymak kaybettiğim her şeyi bana geri kazandırmaya yetti.Şuan belki başaramadım ama çabaladım evet emek verdim ve eminim emek verilen hiçbir şey karşılıksız kalmaz..

 Ağlamamı neden bu kadar çok yadırgadıklarını anlamış değilim, ayıp olduğunu sanmıyorum.Çünkü o kadar dolduğum zamanlar oldu ki yeri geldi kalabalığın içinde kendimi tutamayıp salya sümük, dizlerimin üstüne düşerek ağladığım bile oldu ve bunu yaşarken asla utanmadım çünkü o an gerçekten kalbim acıdığı için vücudumun o şekilde reaksiyon vermesi gerekiyordu bende dış dünyaya kapanıp ağladım.Yakınım olan insanlar muhtemelen yanlarında beni hep çok neşeli gördükleri için bana ağlamayı konduramıyorlar.Bunda ağlanacak ne var diye sürekli aynı tepkiyle karşılaşıyorum.."Gözyaşlarına değmez, kendine yazık etme" İyi de gözyaşlarımın bir insandan ya da bir duygudan daha üstün ne önemi olabilir ki.
 Uzunca bir süredir çok sessiz bir o kadar da kimsesiz ağlıyorum.Ağlarken ilk defa mideme kramplar giriyor,nefesim eskisine nazaran daha yoğun kesiliyor ama acıdan değil yorgunluktan.Çünkü içimde şiddetli bir ağlama isteği varken ağlayamıyorum.Ağlayamamak beni daha çok yıpratıyor belki bilirsiniz ağlayamamanın burnunuzda yaşattığı o sızıyı..




2016, 6 Şubat

bir hafta önce yazmaya başladığım yazımı otobüsteyken yazıyordum 
o yüzden yarım kaldığını az evvel farkettim 
ben de bugün bahsedeceklerimi o yarım kalan yazının 
altına kondurmak istedim.
hoş, onu tamamlayacağım diye buraya ne amaçla,
ne yazmak için girdiğimi unuttum.
Toparlanırız elbet dur bakalım..


Hala yılmadan etrafta, güzel günler göreceğim diye divane gibi dolanıyorum.
Kör kuyuya düşmüşüm görür müyüm sahiden? 
Bir yandan iflas etmiş bir hayatım varken diğer yandan 
hayata karşı  -neşeli günler-  ve  -bizim aile- karakterleri gibi tutunuyorum.

Dilediğin ve içinden geldiği kadar mutlusundur aslında
en mutsuz anında bile mutluyum dediğin an mutlusundur
mutlu olmak çok karmaşık bir konu değil
mesela bazen ben başıma çok kötü bir şey geldiğinde, böyle bir şey yaşadığım için kendimi şanslı buluyorum ve mutlu oluyorum.
Genel olarak bakıldığında elbette mutsuzluktan öleceğim
Asla iyi şeyler gelmiyor başıma ama kötü şeylerin de tesellisi mümkün


Olsun be Simge diyorum içimden.Olsun..

Küçükken gelecek adına hayallerim ve planlarım Beverly Hills tadındaydı.
Şimdi ise çok başka..
Yeni Zelanda ya da ne bileyim İrlanda gibi ülkelerin yaylalarında koşmak,ucuzundan bir traktör alıp kasasını kendime göre bir ev yapıp orda bir ömür yaşamak istiyorum.Maddi ya da manevi sıkıntısı olan çocuklarla ilgilenip,kendi sürümün çobanı olup kucağımda sürünün en minik kuzusuyla güneş batana kadar dolaşmak, kendi milkamın sütünü sağmak parasal her şeyden inanın daha güzel.Çünkü samimi.
Trilyonlarım olup kalabalık içinde kuru kuru yok olup gideceğime, her gün aynı yemeği yemeyi, aynı tshirtü giyip kafamın huzurla dolmasını tercih ederim.Kafam huzurla doluyor çünkü kafam rahat, kafam rahat çünkü sadece iki tshirtüm var.İşte mutluluğun sırrını bu şekilde yakaladığımı düşünüyorum.
Hayatı basitleştirip, kalabalıktan kendini arındırarak.
Mutluluğun bir erkeği sevmek ya da çok para kazanmakla bir ilgisi yok, en azından benim için çünkü ben doyumsuz bir insanım.Bayılarak aldığım bir şeye ertesi gün bakmam, birini bir gün çok severim günün sonunda o kişiden soğurum.Aslında tam olarak doğru kelime doyumsuz değil haklısınız, çabuk sıkılan daha makul.Kendimi tanıyorum asla bencillikten değil bu tavrım, aradığım şeyi ve ne istediğimi bu zamana kadar bilememekten kaynaklıydı.
Artık her sorumun bir cevabı var.Tek bir şey kaldı o da cevaplarıma ulaşmam.

haklıymışsınız, mütevazi olmaya gerek yok
benim gerçekten kocaman, çok güzel ve dolu dolu bir kalbim varmış
farketmem zaman aldı,
onu hiçbir şeyin üzmesine izin veremem çünkü
kalbime ihtiyaç duyacağım konular var
o zamana kadar uçak modunda kalmaya devam :)