Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Thursday, September 20, 2018

Dönüş.


Kendimi bir dala kondurmayı hep gözümde büyüttüm, yapmam gereken diğer her şey gibi.İcraatlarımın vereceği tepkilerden hiçbir zaman korkup kaçmadım.Düşlediğim her şeyden neticede her zaman düşmüş olsam da, kafamı gömdüğüm yere çakılı kalmadım.Günlük hırsların ve çeşitli entrikaların ekseninde yer almamak için elimden gelen uzaklığı ardıma koymadım.Ben aslında hiç ses etmedim hatta ben çoğunlukla sesimi yuttum.Boş bir odanın içinde kendi duygularımın yankılarına kulak verdim.Kendi hararetimin içinde eridim.

İnsanız ve bunun büyük olasılıkla en kötü yanı başımıza gelecek şeyleri önceden kestiremiyor olmak.Fakat bazen yaşadığımız tecrübeler bize zaman zaman sinyaller verir.Keşke bu konunun jeofizikte sinyal analizi ile ne kadar benzediğini size nitel ve nicel olarak aktarabilseydim ama derdim kimseyi alan dışı bırakmak değil.

Hiç duygusal çatışma yaşadığınız bir süreçten geçtiniz mi ya da psikolojik şiddete maruz kaldınız mı? Hayatımıza tercihlerimiz sonucunda yön veriyoruz.Anlık verilen kararlar, uzun süre zaman alanlar ve arada kalan kararlar..Hayatımız her zaman kararlarımız ile fikirlerimizin eseri ve esiridir.Ve ne pahasına olursa olsun üzüntüye ve çaresizliğe düşmeden olgunluğa erişemiyorsunuz.

İkili ilişkilerde derdinizi söyleyemediğiniz zamanlara geldiğinizde aslında bu münakaşanın ne olursa olsun size zarar vereceğini, karşı tarafın asla kabullenmeyeceğine ve haklıyken mağlup olacağınıza inanmanız tek etkendir.Karşı tarafın zihninize ve ruhunuza şiddet uygulaması zamanla dilinize mühür vurmuştur.Bunu önce alttan almak ardından boşvermişlik ile tanımlarsınız.Tebrikler  kendinize hiç saygı bırakmadınız.

Birini çok sevdiğinizde yaşanan tartışmaların çok ani çıkışları ve inişleri olur.Karşı taraftan beklentilerinizi en aza indirgediğiniz durumlarda köşeye çekilmekten başka çareniz kalmaz.Erkekler ve kadınların arasında ince bir çizgi değil binlerce ışık yılı kadar mesafeler vardır çünkü çoğu teorilere göre farklı gezegenlerden gelirler.İki kadın veya iki erkek arasında ki münakaşanın daha tehlikeli olabilme sebebi ise tamamen aynı gezegene hükmedebilme iç güdüsür.Fakat araya bir aşk girdiğinde duyguların iletişimsizliği, içe gömülüşü çoğu zaman can yakıcı reaksiyonlar verir.

George Bernard Shawın farklılıklar üzerine kurduğu bir cümle var ve ben bu cümleyi özel hayatıma ait çoğu sahneye yaşlı gözler ile yaymak mecburiyetinde kalabiliyorum.Shaw şöyle diyor “ Ingiltere ve Amerika aynı dilin ayırdığı iki ülkedir.”

Sevdiğimiz insanlar ile iletişim problemi yaşamanın en büyük tecrübesini gerçekten sevdiğimde yaşayarak anladım.Öfkeliyken sabırlı kalabilmenin sonuçları bazen verimli olsa da ağır bedeller ödetebildiğini, binlerce kez haklı kalıp kendimi asla ifade edemediğimde öğrendim.Çünkü ya haklı kalacaktım ya da mutlu.Haklılığım üzerine diretmenin mutluluk üzerine hiçbir etkisi olmayan biri ile ne kadar sağlıklı iletişim sağlayabilirdik?

Zor insanlar çözüme ulaşmak yerine sürekli problemlerin etrafında dolanırlar.Fakat çözülmesi gereken bir problemi de hakları, fikirleri ve anlayış yetenekleri olmadıkları için terbiyesiz bir şekilde “uzatma!” diyerek kaçarlar ve siz orada öylece bir avuç ifade ile kalırsınız.
Vazgeçerken vazgeçmekten vazgeçebilmek en büyük netliktir.Bunu da çok sevince idrak edebiliyor ve yapmak mecburiyetinde kalabiliyorsunuz.Ama sen bunca zamana kadar hiçbir zaman en ufak bir şeye taviz vermezdin değil mi?

Geceleri ayın gökyüzünü ve seni aydınlatmasına hayranlık duyup, gündüzleri güneşin dört bir yanı ısıtıp aydınlatmasından şikayet ediyorsun.Sana ulaşmak kolay ama kalbine dokunabilmek için evrende bir ışık kaynağı yok.Huzuru her zaman kendine saklayıp kendi içinde yaşayan biri için bir milat oldun belki de.Sana susmayı her şeyden çok denedim ama haksız bir yenilgi ile yüzleşmek istemedim.
Sana kendimi ve seni ifade etmek istediğimde anlatacaklarım sürekli sular altında kalıyor gibi, tam dilimin ucunda iken söyleyeceklerimin önünden bir bulut geçiyor.Söyleyemediklerimin yanına yığınla sis kar kalıyor..Yarım yağmurlu yarım aptalca bir ifade.Sustuklarım kendimi tıpkı bir ahmak gibi hissettiriyor.Var olan bütün gücümü kullanarak yeni dökülmüş sıcak asfaltlı yollardan yürüyüp geçecek gibiyim.Kokusunu seviyorum fakat bir şeyler ters gidecek gibi.Kaybetme korkusu olsaydı bile bir çaresini muhakkak bulurdum fakat bu yaşanılan sürünceme neyin neyisi halen tanımlayamıyorum.

Küçücük bir zaman diliminde kuyruklu bir yıldızın peşinden sürüklendim durdum, o kuyruklu yıldıza tutunacağım diye sanki boş yere savaş verip durdum.Belki de mühürlenmişti kendi kuyruğum. Ne istersin dediklerinde tek nefeste hiç düşünmeden gökyüzünü dilerdim.Nefesim öylesine az gelmeye başladı ki, öylece durup gökyüzüne bakmayı özledim.Kendime doğru akmaktan vazgeçmedim ama suyun akış yönünü de hiç ihmal etmedim.Bağımlı değildim ama hep bir yanım bağlı kaldı.Ve ben şimdi sanki o kuyruklu yıldızı tamamen kaybetmiş gibiyim.Onunla birlikte hareket etmeyi, gökyüzünde yüzmeyi ne çok istedim oysa..Ben bir kuyruklu yıldızın buz kırıklarının arasına ne kadar umudum, dileğim, hayalim varsa sıkıştırmışım.Taşıyamamış Güneş’in etrafında dolanırken kendisiyle birlikte nüvesini terketmiş umutlarım.Şimdi bütün dileklerim iyonize bir halde buharlaşmayı bekliyor.Çünkü biz ne kadar kazanırsak kazanalım bir şekilde hep yanacaktık ve yandık.

İlla bir şeyler dilemem gerekiyorsa artık bana sadece gökyüzünü versinler.Belki yeni bir kuyruklu yıldız sevebilmem mümkün değil, ama bir kuyruklu yıldıza dönüşüp sıfırdan başlayabilirim.Yoksa yanan buzun külleri ömür boyu isli tutacak kalbimi.

Sevmenin bana kazandırdığı tek şey ağlama isteği vermesi oldu. Geçenlerde çaresizliği dibine kadar yaşadığım ve belkide ülkenin en kalabalık ve hareketli olduğu bir yerde karşıdan karşıya geçen insanların , geçmek için yeşili yanmak üzere olan arabaların tam merkezinde gözyaşlarımın altında kaldım hatta orada öldüm.Bugüne kadar döktüğüm gözyaşlarımın hiçbirinden utanmamışken ilk defa utandım, berbat bir haldeydim.Mesele sadece ağlamam değildi, gögsümün tam orta yerine oturmuş bir haksız yenilgi ile tonlarca cevapsız soru işaretlerinin yükünü kaldıramayışımdı.Daha evvel de sokak ortasında gözyaşlarıma hakim olamadığım ve kacacak delik bulamadığım an toplum içinde ağlama kabinleri yapılması ihtiyacını anımsadım.Bu kez yaşadığım olaylara bağlı kalarak kendimi bir ağlama kabininde değil ama sürekli konuşmamın yarıda kesildiği ve kart aldığım telefon kulubesinde buldum.İnan bana şuan bir şeyler dilemek isteseydim son 72 saatimi herkesin oturup izlemesi, kalp sancımı kendine taşımasını dilerdim.

Bilmediğiniz ve ait olmadığınız şehirler teoride yenilik algısı yaratıp bizi hevesli kılıp, yeni umutlar türetse de uygulamada tamamen hayal kırıklılıkları ve taşınması güç aksiliklere sebep oluyor.Bilmediğim bir şehirde düşüp boğulduğum çatışmaları hayatımın her bir anında acısıyla ve tecrübesi ile yaşayacağımdan eminim.Şimdi önümde bir yol var ve bir önce terketmek istediğim şehrin bulutları üzerinden geçip gittiğimde ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum.Kendimi güçsüz hissettiğim zaman dilimlerine nihayet ben de geldim.Vazgeçmek üzerine kurulmuş bir merhabaya vazgelmeye gider gibi bir halim olsa da bir şeyler çok kırık ve eksik.Tamiri mümkün olmayan kalp sancılarına ve hayat gerçeklerine kapılarımı sonuna kadar açmış bir şekilde kaldığım yerden devam edebilmek beni korkutuyor.

Bugüne kadar her fırsatta susup giden biri olarak ilk kez susmaktan korkup, susmaya mecbur bırakılıyorum.Bana bir saniye ve bir cümle kuracak fırsatı vermeyen gaddar bir hayatın geri dönüşü olabileceğinden hiç emin değilim.Birinin hayatında kelebek gibi ömrünüz vardı, sizi kaybetmemek için bir fanusun içine yerleştirdi ve sizi orada öylece bırakıp gitti.Ve o giden biri sizi bütün iyiliklerinizle baş başa bıraktı sırf kendini arındırabilmek, kelebeğin ömründen daha değerleri şeyler olduğuna inandığı ve vazgeçmek istemediği alışkanları olduğu için gitti..Ve yine o giden biri kabullenmesi zor olsa da artık sizin için “bırakılan bir kalbin aramaları bıraktığı bir numaradan” başka bir şey değil.

-Senin için şuan yapabileceğim bir şey yok..

Hiçbir zaman olmadı ki ile başlayan doğru ve söylenmesi gereken cümleleri içime kustum.Çünkü bunu zaten bile bile orada ve onunlaydın.

En sonunda ve en zor anınızda sizin için bu cümleyi kurabilen birini hayatınızdan çıkarmaktan başka çareniz kalmamıştır.Eğer becerebiliyorsanız…