Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, June 21, 2016







"ayrılık ikisinde filmin ilk yarısında

İkinci yarı gelir diye


Ama ben bekledim bu salonda


Cebimde hayal kırıklarımla


Sen kimin rüyasında hangi rolde


Ben kendi rüyamda aynı filmde.."





Bugün kalbimi içimden çıkartıp masa başına kondurdum yine senden konuştuk çokça.Bu sefer diğerlerine nazaran farklıydı öyle seni kendi ellerimle savurup kaybetmiş gibi değildi.Pişmanlıklar içine sıkışıp kalmadan, her kurduğum cümlemin başına keşke kelimesini oturtmadan bahsettik senden.En canlı halinle.Son halinle değil, ilk gülüşünle yakaladığım o karşılıksız mutluluğu hatırladık.Hoş, ilk günden yıllarca süregelip biten son gününe kadar mutluluktun sen benim için.Sadece ben mutluluğunu taşıyamamıştım, güzel olan her şey gibi.Dur bir dakika bugün öyle keşkelemek yok demiştim.Uzaksın bana.Tek bir keşke kullanma hakkı verseler onu da senin için kullanırdım."Keşke hiç uzak kalmasan bana.." Hiç geçmiş zaman eki kullanmadık senden konuşurken mesela. ‘beni çok sevdi’ demedik ‘böyle sever’ dedik. Sanki hiç ayrılmadık, hiç kızıp beni kendinden soyutlamışsın gibi değil de sadece uzun süreli bir deplasman bize mesafeleri katmış gibi davrandık. Hayır o şarkıda söylendiği gibi "Kendi evimde deplasmandayim, bu çok acı bir şey bilmem nasıl anlatayım" meselesi değil, gelmeyin üstüme.Topu atsın oyun kurulsun, bu benim rolüm değil ki! Sonra dedik ki yanlış takımın sezonuna kombine almışız galiba.Yoksa bilirdik bana onu sevecek bir kalbi bırakmayacak kadar hissiz değildi.Hani bu oyunda hissiz kalan bendim? Bu iyi mi oldu, kötü mü bilemiyorum. Aslında baştan sona kötü oldu, acısının beni iyileştiren yanları da vardı elbet ama onu geri getiremeyince iyileşmenin hiçbir önemi yok.Durduk bir süre sessizce sonra aynı anda "gelmesin" dedik.Evvela rüyalarım var orada geliyorsun, bazen.
Öyle hüzünlü şarkılar çalmıyoruz ardından, ne kadar uçurtmalı bol güneşli şarkılar var hep onları dinliyoruz.Çünkü rast geldiğim bütün huzurlu dokunuşlar seni bana anlatır ve hatırlatırlar.Anlayacağın seni hatırlamaktan çekinmiyorum çünkü yaşanmışlığından daha güzelsin bunu hep biliyorum.
Mesela en çok denize bakınca seni hatırlamayı seviyorum, düşünmek değil çok farklı şeyler.Denizler ve yıldızlar nedendir bilmiyorum ama seni bana en çok hatırlatanlar.Yıldızlar sanki bana hep bir ağızdan "sabret,bir gün yeniden gelecek ve hep kalacak" derken denizler de öte yandan tüm acılarımı, pişmanlıklarımı dalgalarının uçlarıyla alıp gidiyor.İşte ben böyle dimdik ayakta kalıyorum ve güçlü bir şekilde "her şey güzel olacak, ve tüm güzelliklerle birlikte sen yeniden geleceksin" diyebiliyorum.Bir başıma kendi hayatımın dalgakıranı olmuşum seni beklerken, yalnız kalmayı ıssızlaşmayı seviyorum.Çünkü yalnızken seni beklemek beni sana daha yakın hissettirebiliyor.
Yapayalnızım.
Ama asla şikayetci değilim.
Hayatım boyunca ne olursa olsun yanımda kalabilecek, karanlıktan koruyabilecek çok sevdiğim insan sadece sen olduğun için benim tüm sabrım.
Ve eminim nerede değilsem, orada mutlu kalacağım.
Senin yanında değilim, öyle olsaydım mutluyum diyebilecektim.
Çünkü ben artık mutlulukla yetinebilmeyi, ufacık kırıntılara şükretmeyi öğrendim.Bencillikten ziyade ne varsa arındım.Penceremden bakıp güneşin bana getirmesini dilediğim tek şey sana dair, seninle olan mutluluklar.İnan bana sen benim yolumun başısın.Hayatı öğrendiğimi zannetmiştim öyle değilmiş, eğer hayatı daha öncelerinde öğrenmiş olsaydım şimdi kazandığım tecrübelerimin beni uzay boşluğuna çıkarması lazım.Büyük değildim, büyümek istemedim ama seni beklerken senin söylediğin her cümleye hak vererek büyüdüm.Gelme, orası senin iraden ama şunu bil benim her yeni başlayan güne sen geleceksin diye başlayıp ardından sana dualar savuruyorum beni iyileştirdiğin için.Bilirsin yokluğunla iyileştiysem, varlığınla hayata bağlanırım.

yine de sussam beni daha iyi anlayacakmışsın gibi,

çünkü biliyorum hiç gelmeyeceksin.




Friday, June 10, 2016

Ben 15 yaşında takılı kaldım, sen hala yanımdasın diye.
Keşkelerim çok fazla, erken veda ettiğimiz için ama 
iyi ki babam oldun.
Varlığında yaşamayı nasıl öğrettiysen yokluğun da öğretti.
senden ayrı; sana layık olmak, yanına gelmek için 
bir yaş daha büyüdüm aslan kralım.

bu sensizlik acısı bana hep daimi.
benim yaşım seninle birlikte doldu,
ve sensiz geçen o ilk yıl dondu.

Friday, June 3, 2016

Kararım: Beni Hatırla

İsteksizlik ve boşverilmişlik ne acı, ruhunu ve bedenini zamandan önce yaşlandırıyor.Bir tek amaca odaklanmak da..Ben böyle değildim, olmak istediğim bu ben miyim? Her cevaba rağmen pişman değilim, her şeye rağmen zaman benim böyle olmamı gerektirdi ve işte karşınızdayım.

Eskiden sadece sözde ıssızdım, şimdi bu durumu hayatımla bağdaştırdım.Issızlık derken soğukluk ve yabani olmaktan bahsetmiyorum.Bağlı ve bağımlı olmamak benim yapım.Düzene takılı kalıyorum sürekli, düzen olgusu ise beni geçmişe götürüyor.Bağlıyım ama geçmişime, bağımlıyım ama eski alışkanlıklarıma.Sürekli bu akım döngüsünde sürükleniyorum ama şikayetçi değilim.Yine de daha başka olabilirdi ama keşkelemek istemiyorum.

En son hangi filmi seyrettiğimi bile hatırlamıyorum, izlediğim filmler bile hep en sevdiklerim.Yeniliğe kapalı olabilirim.Şarkılar çocukluğumun danslarına dokunan şarkılar, yemeklerimin tadı yok evimden tadı damağımdan çok uzakta.Bir başına yemek yapması ve uğraşması zevkli vakit geçiriyorsun fakat yeme faslı bir o kadar dertli.Lokmaların boğazında düğüm düğüm oluyor çare mi? Friends den random bir bölüm açıp izlemek.Anlayacağın yalnızlığın her türlü çaresi ve gideri var.

Bazen duvarlar suskun kalır o zaman ev seni daha çok sıkar, içinden hep aynı şarkıyı mırıldanmaya başlarsın "Her telefona sen çık, her kapıya sen koş, beni hatırla" ardından yüksek sesle şarkı söylemenin sana daha iyi geleceğini düşünürsün ve bağıra bağıra tekrar aynı şarkıyı söylersin, komşularda merak uyandırarak.İyi gelir ama.İstedikten sonra iyi gelmeyecek bir şey yok şu hayatta.
İste..

En kötü karar hani kararsızlıktan daha iyi derler ya, peki dedikleri gibi olsun dedim.Kendime kararlar verdim.Kararlar vermek de kararsızlıktı oysa.Aslında kötü olan ne istediğini bilememek tüm meselem, meselemiz bu.Kafamızda acaba baloncuklarıyla dolanmak, içten içe kendimizi karşımızdakini sorgulamak.Yargının önüne geçemezsin, ne mantığın ne kalbin yargın varsa o senden hep bir adım öndedir.Yargılarım geçmişim, şu dakikamla geçen yılın şu dakikasını karşılaştırma hastalığım yerimde saydırıyor biliyorum.

Kararlarım dedim evet benim de var kararlarım.Hiç düşünmeden çekip gitmek, uzaklaşmak, sadece mesleğime odaklı yaşama kararlarım.Kendimle başbaşa bir ömür geçirme fikrim.Son nefesime kadar sadece kendi varlığımı hissedeceğim.Neden biliyor musunuz? Çünkü her telefona o çıkmayacak, her kapıya o koşmayacak.Ben de hep o koşsun istedim.

Birini unutmak çok zor değildir, dedim ya istersen olur.Ben hiç unutmak istemedim, unutamam da.Nasıl unuturlur böylesi bir kara boşluk.Doğum günümde, mezuniyetimde, her hoşcakal denilen istasyonlarda gözlerine bakmak istediğim yokken bana kimse mutluluktan bahsetmesin.Mutluyum elbet ama sözde mutluluk.Kalbim her telefona o koşmadığı için mutsuz kalmaya mahkum.Kutlamaları benden teğet geçirin.Koordinatlarımda istediğim bir kişinin bile olmaması beni o an üzmek için geçerli bir neden çünkü.

ama belki beni hatırlar.
akşam olunca, insanlar uyuyunca.