Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, April 22, 2014

Milyarda 1



Seni şu seksen milyonluk Türkiye nüfusu ile sınırlamıyorum.Benim için ekvatordan gelen bir aşk bile olabilirsin.Dinin dilin ırkın veya ibadet şeklin beni hiç alakadar etmiyor.Ben seni sevmeyi seviyorum.Yaradana senin sevgin sayesinde ibadet ediyorum.Sen şuan beklenensin.Sen milyarda birsin.





Ardımızda bir çok şey bırakıp birbirimize geleceğiz.

Belki şuan tanışık durumdayız.
Belki her gün önünden geçtiğim restorantın sahibinin oğlusun.
Belki bindiğim taksicinin biricik torunu
Belki aynı otobüste yanyana durup aynı havasızlıkta nefes alanlardık biz
Belki en sevmediğim hiç hoşlaşmadığımsın
Belki şuan benim için asla olmaz dediğimsin
Ben belkilerimle ve keşkelerimle şuan buradayım
ya sen neredesin?
Sevgilinle, köpeğinle, ailenle, dostlarınla muhtemelen şuan huzur buldugun yatağındasın
Ama sen şuan beklenensin
Sen milyarda birsin

Bir gün bir açıyım gözlerimi, yıllardır hayal ettiğimiz ev, eşyalar.. Sen uyuyorsun, ben düşünüyorum. Açsan gözlerini baksan bana. Gözlerimi gözlerine dikip ”Bak yıllardır hayalini kurduğumuz evdeyiz ve o anlardan birini yaşıyoruz” diyip öpmekle öpmemek arası değdireyim dudaklarımı. Evlenen ve orta yaş grubuna girmiş 2 evli çift gibi olmayalım hiçbir zaman. Hep çocuk kalalım.Ben bu hayalleri kurarken sen kimbilir kaçıncı rüyandasın milyarda birim, tekim.



                                                         

Thursday, April 17, 2014

Muhen_this_is




O kadar dengede duruyorum ki artık, yazı bile yazmıyorum, yani burada. Aslında başka yerlerde de, ama en çok burada. Yazmak benim için ilk başlarda okuduğum kitaplardaki gibi yaşama arzusuydu, sonra rahatlama isteği. Sonrasındaysa beni artık dinlemeyenlere ama beni görsünler, izlesinler istediklerime “Ben de varım lan, ben hala varım” diye seslenme yöntemim oldu. Hala hayatımda olan insanlara inat diye yazdığım da oldu. Ama sonra sabit kaldım.Sonra herhangi bir yere yazamayacak kadar umutsuz hissettiğim zamanlar oldu, çünkü yazmak umuttur benim için. Kendimle bağımı minimuma indirgedim, kendimle konuşmayı bıraktım, fazla mükemmel hissetmeye çalışmanın sonuçlarıydı bunlar. Çok fazla yazıp sildim, çünkü yazmak benim için “Ben iyiyim, sen umrumda değilsin” deme şekliydi. Ama bir yerden sonra yürümedi işte.

Bahar geldi sonra, bahar yorgunluğu nedir bilmiyorum inanmıyorum ama son zamanlarda varlığı var bende.Yatak döşek yan gelip yatmak istiyorum.İki ders arası 4 saat aram var eve gelip sabah yarım bıraktığım uykuma devam ediyorum.Bu okul boynuma dar ağacını dayadı arkadaşlar.
Yağlı urganım ise kendi ellerimde,

Rüyalarım var sonra bolcaa uykumun bana hem hediyesi hem zindanı.Bilinç altım zor dönemler geçiriyor onun da bir kafası var ve o kafası karışık sanırım son zamanlarda.Olmadık ilişkiler kurup olmadık ayrılık ve gözyaşlarına tutsak.

Yaz geliyor sonra, ne yapacağım bilmiyorum.Çareler çaresiz.Kafam her konuda karışık.Beynimi sayısal programlar kodlar ve formülasyonlar dışında her şeye çalıştırıyorum.Keşke yemelerden içmelerden falan süt gibi kesilsem yavaş yavaş.

Sonraların sonrasında ne var biliyor musunuz? Ben hala sevemiyorum.Sevmeyi nerede kimde unuttum onu bilmiyorum ama sevemiyorum.Herkes kendi yeni aşklarına bakarken
  ben anca önümde ki tabağa bakıyorum.

Sonra iyileşince biraz, yazmaya karşı yumuşadım. Özlemişim. Ve artık yazarken tek başımayım, buraya yazmama rağmen beni okuyan kimse yok gibi geliyor. Yani beni gözleyen kimse yok. Ne demek istediğimi belki birkaç kişi anlar. Yani artık yazıp silmeme gerek yok. Ya da mükemmel görünmeye. Olduğum gibi durabilirim. Yani artık dengedeyim. Yazıp da “Ben hala iyiyim, siz olmasanız da” dememe gerek yok. Bunu diyeceğim kimse yok. Kızgın olduğum kimse yok. Kimseye inat bir şey yazmaya ihtiyacım yok.

Ayrıca iyi olduğumu birilerine duyurmaya ihtiyacım yok. Ben zaten düzgün nefes alıp yaşadığım her zamanda iyi olduğumu biliyorum.

Yaşar şarkıları gibi bir hayat diliyorum


Saturday, April 12, 2014

Günaydın,insanin en büyük düşmanı, ya böyle olmasaydı, ya daha farklı olsaydı diye düşünmek. Mesela 2 ay önce önce bugünlerde dünyanın en mutlu insanıydım, belki kullanmaya başladığım ilaçtı sebebi etkisi şimdi kalmadı vücudum bağışıklık kazandı bilemiyorum. Şimdi böyle hissetmeme anlam veremiyorum. Aslında niyesini anlıyorum da, böyle olmayacağına nasıl körü körüne inanmışım onu bilmiyorum. Sevgiden boğulmuyordum, sevmekten olmuyordum ama içim titriyordu, sanki o güzel günlerim ellerimden kayıp gidecekmiş gibi hissediyordum.Şimdi ağlayamıyorum.
Haftalar öncesinde öngördüğüm şeyin artık olmaması çok üzücü.

Bir rüya gördüm Cumartesine aydım.Her yerde yine onu aradım fellik fellik bulamadım
Bir şarkı duydum Duman-Melankoli içime iyice seni dert etti.
Sorarım bulunur musun?


Tek derdimiz eğlence olsun,
       iyi hafta sonları