Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Monday, August 31, 2015

Bırak şarkılar söylesin

Yaşadıklarımın karşılığında döner dolaşır beni bulur diye beni üzen, yarım bırakan kimseye beddua etmedim hiçbir zaman, karşıma aldığım kim varsa hepsinin yolunun açık olmasını istedim, tüm kalbimle. Öyle gibi bir şey oldu zaten. Benden giden her kim varsa mutlu oldu, işleri tıkır tıkır yolunda gitti. Belki düştüler, belki pişman oldular ama bunu hiçbir zaman yansıtmadılar eğer böyle bir şey olduysa tebrik ederim çünkü gerçekten başarılı oldular.Söylediğim gibi ben hiçbir zaman kimsenin düşmesini , hayatına dair bir şeylerden yoksun kalmasını istemem ama hani bir şarkı var ya çok eskilerden "göksel-günün birinde" işte ben bu şarkının sözlerinin gerçekliğine süphesiz inanıyorum belki de bu benim en iyi motivasyon yanım bilemem ama inanıyorum.

Öyleyse dinleyelim :)


Ne geri dönecek yolun olacak 
Ne de tutunacak dalın kalacak 
Korkarım pişmanlık sonun olacak 

Yalnız kalacaksın günün birinde 


Saturday, August 29, 2015

Umursamaz Bir Şive

Kafa yapım ve bedenimi dengeli bir fonksiyonla yönetebilmeyi öğrendiğim yazın tazecik ilk günlerinden geriye bir kaç dem güneş kalmışken nasıl başarılı olduğumdan bahsetmek isterim..



Her şeyden önce alışkanlıklarımla birlikte gelen hayata duruş tarzımdan vazgeçtim.Bunlardan beni en çok etkileyeni dinlediğim müziklerin ritmini arttırmak oldu inanın güne mutlu başlayabilmenin en büyük alternatifi güneşten doğruca bize gelip hitap eden şarkılar.Yüksek sesle müzik dinlediğin sürece sadece mutlu kalmıyorsun bununla birlikte dünyaya karşı kollarını kocaman açıp ruhunu koruyorsun yani umursamaz oluyorsun.İşte bu benim kalıcı mutluluğa adım atmamın en büyük etkeniydi.Umursamaz olmanın bende ki tarafı denizler boyunca uzanan kumlarda hunharca koşmaktı.Kimilerine göre umursamazlığın duygusal olarak tanımı yüksüz, tüy kadar hafif olmak manasında söylenir ama benim ruhumun her zaman bir denize kıyısı olduğu için umursamazlığımı mavinin sonsuzluğu ile pekiştirdim.Mavi benim en güçlü yanım oldu.Yaşadıklarım ve başıma gelenlerin fon müziğinde "bir teselli ver" çalarken ben her zaman duruşumla "price tag" oldum.


Yaz boyunca güneş batmadan önce güneşe doğru son nefesime gelene kadar zıplayarak dans ettim böylelikle kendi başıma ne kadar yükselebileceğimin farkına vardım.Bu benim özgüvenimi tazeledi ve şimdi yalnız başıma kalmaktan korkmuyorum aksine hayatı tek başına çekilebilir kılmanın püf noktalarını biliyorum.Kendi yaş gruplarımla takılmaktan olabildiğince kaçtım 3-10 yaş grubuyla vakit geçirip kafamda ki kötü insan profilini temizledim.İçerde bir yerlerde hala insanlığın var olduğuna dair bir umut daha beslemeye başladım.Çocuklarla bol bol vakit geçirmemin bana kazandırdığı en güzel şey kalbimde çürüyen ne kadar hücre varsa hepsinin yenilenmesi oldu.4 ay öncesine kadar ne kadar tükenmiş bir ruhum varsa hepsinden teker teker arındım.

Kendi jenerasyonumdan uzak kaldıkça hayatın gerçeklerini daha net gördüm, bu dünyanın gerçekten çekilebilir bir tadı olduğunu öğrendim.Bundan sonra ki günlerimde de aynı şekilde onlardan uzak, sakin bir hayat sürdüreceğime dair kararlarım var.Kafamı bedava hayatlara, ucuz karakterlere yoracak kadar değersiz değil benim günlerim.Hiç kimsenin değil, sadece buna inanıp görebilmeniz yeterli.Süslemeli hayatlarla bir yerlere varılmayacağını etrafımda ki herkesin tek tek gözümün önünde yaşayarak göreceğinden eminim.

Ben kendime tek kişilik bir liman buldum uzun bir süre burada istirahatta kalacağım.Bundan bir önce ki ruh halimde yaptığım gibi çevremi gözlemlemeyi de durdurdum.Kısacası ben kalbimi durdurdum.Sevdiğim birinin gözümün önünde göz göre hata yapması bile beni alakadar etmiyor artık.Yapmak üzere olduğum hatalardan düşerken kimse beni bak bu acıtır diye uyarmadı.Ben o sıcak sütü üfleyerek içtiğim için yoğurdu yemekten korkmuyorum.Hepinizin kaliteli yaşamayı öğrenmeniz dileğimle..


Friday, August 14, 2015

 Mutlu kalabilmek, mutlu kalabilmeyi öğrenmek için iyi olmak yetmeyebiliyor bazen.Son 3 ayımı sadece iyiye giderek yaşadım; yerimde saymadım, kötüye doğru gerilemedim, hep iyi kaldım.Fakat denize doğru yönümü doğrultup, durup bir düşündüğümde neden uzaklara dalıp içimi hüzün kapladığını bilmiyorum.Her gece bozuk plak gibi sürekli geçmişi çalıyorum aynı sahilde.Gelecek adına umutluyum ama hayal kurmuyorum.

 Sana şuan minik bir adadan yazıyorum, sağımda daha büyüğü var,solumda biraz daha büyüğü tam karşımda Sakız Adası.Mutsuz sanma beni buralarda insanın içi huzur doluyor ister istemez ama mutlu da değilim eksik kalan bir kaç yanım var, biyolojik olarak beni sorarsan oldukça sağlıklıyım, kafam tamamiyle dinlenmiş durumda.3-11 yaş grubu çocuklarla günüm çoğu zaman dolu dolu geçiyor.Bilirsin beni çocuklara bayılırım yeni nesil bizden epey farklı bir şekilde yetişmiş durumda görsen hepsi zehir gibi her şey hakkında bir fikire sahipler.Bu yaşadığım dingin günlerimde sevmeyi unutmuş bulunuyorum bu henüz beni olumlu ya da olumsuz olarak etkilemedi.Gönül gözüm bir kaç haftalığına birine kaymıştı öyle bir şey olacağından değil ama günlük telaşlara girmek için ideal biriydi doğrusu.En azından her sabah aynaya bakmak için bir sebebim oluyordu.Onu gördüğüm zaman kalbimde bir ritim artışı olduğunu asla reddedemem.Ama sen beni bilirsin beceremedim beynimin içinde yaşayan aşiret onu da tanımama engel olmuştu her zaman ki gibi.Bir kaç gündür görüş alanımın dışındaydı göremiyordum onu, bu sabah artık bir gerçeğe aydım ve gitmiş olduğunu kendime kabul ettirdim.İsabet oldu elbet zaten artık yeni birini tanımaya, sevmeye glikoz yakacak halde değildim ama insan bazen paylaşmak istiyor,tek nefeste koca bir ömrünü hiç bilmediği birine anlatmak istiyor.Onda süzülen sakinlik de bütün bunları birlikte yaşayabilmemiz için biçilmiş bir kaftandı.Geçmişten neyse ki bol bol tecrübelerim var bunu da atlatırım bir kaç güne, "insanlar gider, sevme.."