Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, December 22, 2015


Hiçbir zaman tamamlanamamış olmamın eksikliğini bugüne kadar yadırgamadım ve bu yazımdan sonra da yadırgamayacağım.
Kimse aynı değildir.Bu durum biyolojik olarak zaten rijit bir gerçektir.
Bir insanla anlaşabilmek için bir kaç aynı nokta olması gerektiğini düşünmüyorum ya da aynı eksenlerde kesişmemiz gerektiğini.
Tam aksine iki insan birbirinden ne kadar ayrı ve uzaksa bununla ters orantılı olarak daha iyi anlaşabilmeli.İnat, insan ilişkilerini pekiştirir.
Çünkü karşımızdaki insanla ne kadar zıt düşürsek ona karşı ikna yeteneğimizi kullanıp saatlerce diyalog içinde kalabiliriz.Hem fikir olan karakterler birbirlerine her konuda onay verip bir süre sonra ilişkilerinde tıkanırlar.
Bir taraf kırmızı diğer bir taraf ise mavi seviyorsa saatler süren tartışma sonrasında ortaya yaratıcılık ile birlikte gelen mor rengi çıkar ve mor tercih edilir.Eğer bu iki zıt düşen insan birbiri için yaratılmış tabiri caizse ruh ikizi dediğimiz yapıda olsalardı sadece kırmızıyı tercih edecekler ve hayatları boyunca her konuda tekdüze bir yaşam sürdüreceklerdi.İşte heycan kalmadı dediklerinde temeldeki sorun aslında buydu.


Mesafe ve farklılıklar bireyler içerisinde merak duygusunu sürekli olarak canlı tutar.Bir durum hali içerisinde merak duygusu varsa keşfetme isteği de vardır.
Bir takım şeyleri keşfetmek, bunun için çaba sarfetmek bütün canlılar için eğlencelidir çünkü düşündüğümüz, düşünebildiğimiz kadar varız.Hayatı, düşünerek eğlenceli hale getirmeye çalışın.Bir kere de kendinize eş değer insanlarla ilişki kurmayın mesela.Sizin hayatınıza tam aksi bir yaşam sürdüren birini sevin, onunla vakit geçirebilmek için çaba gösterin.Kendinizi yorun, emek verin, ikna edebilmek, ikna olabilmek için hırslanın.Denemeye değer.

Ben bugüne kadar kimi sevdiysem onların dünyasının plütonu oldum.Birbirimize karşı hep uzak, uzak olduğumuz kadar da anlaşılmaz.İki insan arasında ne kadar soru işareti varsa o kadar hayatta kalıyorsun.Bir keresinde pes edip artık kendi gücümde insanlarla iletişim içinde kalacağım diye kendimle sözleşmiştim.Çünkü farklı yaşam standartları olan kişilerin beni anlamadığını ve yorduğunu düşünüyordum.Mesela o her gün geziyor ya da spor yapıyorsa benim de tam aksine evde saatlerce ders çalışıp, kariyerime kafa yormam gerekiyorsa bu ilişkide ters giden bir şeyler olduğunu bir an olsun durup düşünmek bile hataymış.Çünkü hayatı benim gibi yaşayan bir insan bana hiçbir şey katmaz.Hayatım boyunca asla alternatifim olmaz diye düşündüm.Bu ilkokuldan kalan önemsiz gibi görünüp aslında çok şeyi ifade eden kesişim kümeleri gibi bir şey aslında.O çizdiğimiz venn şemasında kesişen alan her zaman dışarda kalan alanlara nazaran daha küçük kalmıştır.Kesişmeyen iki küme için söylenebilecek çok fazla söz yoktur.Farklarını tartışırız.Ben hayatım için söylenebilecek çok fazla şey olsun istemedim, istemiyorum da.Zıt düşmeyi, (+) kutupların zıttında kalıp (-) olmayı hep tercih edeceğim.

Neticesinde hayat belki bir yol olabilir,benim de yalnız kalıp ömrümün sonuna kadar yalnız yaşamam ise o yolun kenarında bir bankta oturup boş boş yola bakmak gibi bir şey kalabilir.Ama ben hep Horizons un peşinden gelmeye çalıştığı yıllar sürecek yolculuğun sonucunda kesinleşecek bir plüton olarak kalacağım.
Bilmiyorum ne zamandan beri ve hangi sebepten dolayı plüton oldum.

PLUTO

Saturday, December 12, 2015

Eskimeyecek Arkadaş








Aylardır hayatımı kendim olarak yaşıyorum, 
benimsenmiş bir kalıp olan "başkaları ne der" düşüncesinden bir hayli uzağım, kendim için yaşıyor, huzurum için savaşıyorum.Seni düşündüğüm, aklıma getirip geçmişimizi izlediğim günler parmak hesabıydı, bir an olsun üzülmedim bitişine, gidişine.

Başka biriyle olduğun haberini aldığımda düşüncelerine ve dostluğuna güvendiğim yakın bir arkadaşıma bahsetmiştim hemen.Bana tek kullandığı cümle "onu kalbinde durdur Simge, biliyorum unutmak mümkün değil ama kalbinde durdur" demişti ben tam da öyle yapmıştım.

Yalan yok, gizleyemem bir kaç arkadaş gönül gözüm oyalansın diye işaret parmaklarıyla tek tek yeniden sevebileceğim birilerini gösterdiler. Bilirsin ben öyle sevmelere, aşklara meraklı biri değilim ama kalbimde seni durdurmam için üçüncü yeni bir kişinin etkisi gerekliydi biraz.

Sevdim belki, sevmek istedim başka birini ama ben sevmeyi seninle öğrendiğim için senden sonra gelen bir isime sevilmeyi yakıştıramadım.Yadırgadım senin dışında başka bir isimle anılmayı o yüzden kendime verdiğim sözümü tuttum ve senden başka kimseye seni seviyorum demedim.Kimseye duygusal olarak bakmadım ve yaklaşmadım.Sen bu konuda benden farklı ve hızlı davranmıştın üstelik.Oldukça kırıcıydı ama olsun bu da kazanç benim için.Çünkü sen beni güzel sevdin, belkilere çok sıkışıyorum sen konusunda ama yine de söylemekten geri kalmayacağım "belki de hayatım boyunca beni en çok seven sen kalacaksın" 


Ama bu gece üzülüyorum yokluğuna.Nedenini sorma, tarifi yok.Yokluğundan bu yana ilk defa bir gece bu kadar sessiz ve uzun. Sanki sabah olana kadar sürecek bir kalp krizimsin,göğsümün tam ortasında sıkışıp kalmış bir ağrısın.Bu duyguyu en son babamı kaybettikten dört ay sonra yaşamıştım.Sanırım ben çok sevdiğim insanların hayatımdan gidişini uzun vadede idrak edip acısını sonradan hissediyorum.Bir bakıma "sıcağı sıcağına hissetmemek" gibi yaşıyorum kaybettiklerimin acısını.


En büyük yanlışı ve bencilliği sana karşı yapmıştım.Seninle birlikteyken mutlu kalıp, seni de mutlu etmeyi beceremedim.Senden gidince hayatım boyunca olabileceğim en sağlıklı döneme girdim.Çok mutlu oldum, huzurlu kaldım ve en çok da iyileştim.Etrafımda olan herkese pozitif enerjiler verdim.Gülmeyi hiç aksatmadım.Rüyalarımda bile güldüm.Uzun zaman sonra iyiydim.Ben iyiydim.Sana yakışacak kadar iyiydim ama sen eksiktin.


Birbirimize hep yanlış zamanlarda geldik

Düzeleceğimi en başından bilseydim gitmene izin vermezdim.

Hiç ummazdım ama "kal" derdim 

Tüm kalbimle kalman için savaşırdım.

Hani sanki uyuyacaksın ve her şey düzelecekmiş gibi sabretmeni dilerdim

Aslında bir şeyleri geçiştirmeyi ve hemen bitirmeyi sevmem, 

Sen konusunda bunu da beceremedim

çözüm bulmalıydım bizi bir arada tutmaya

Pişmanlık yok

Ama söyledim ya iyiyim ben daha da iyiye gidiyorum

Bu hayat sadece benim hayatım değil, benim bir annem var

Bana güvenen, beklentileri yüksek olan sevdiklerim var

yazık edemem hiçbir kalan değerime

Yirmi ikisinde hıçkırarak ağlayıp yastıklara gömülemem gidişin için

Kısa bir süre seninle aynı anda öten horozların sesine günaydın dedik

Bu gerçek de inan üzmedi beni

Hiç düşünmedim bir an olsun, en azından son bir kaç günüme kadar

Senden sonra ben kimseyi sevmedim ama uzaktan sevenim olmuştur elbet

Birini çaresizce sevmek ne zormuş meğer

O yüzden kendimi eve kapatmak istiyorum, güzel bir yüzüm yok ama

Sevenim çıkıyor arada, onların güzel duygularına karşılık veremediğim için üzülüyorum

Kimseye umut vermek istiyorum

Sıcacık bir merhaba bile bazen karşımızda ki kalbi binlerce umutlara bağlıyor

ve biliyorum ki her merhaba yerini bir gün elvedaya bırakıyor..

Keşke elimde olsa en son ve en çok seni sevmiş olarak kalsam

Biz yeniden bir olamayız ama ben bir başkasıyla da tamamlanmayayım istiyorum

Sevmeden ve sevilmeden bir ömür seni sonum olarak koruyup yaşayabilirim

ama çok güzel seven insanları kırık bir kalple kapıdan çevirmek lüks

 yaşamayayım mı? 

İnan bir ömür yadırgayacağım senden sonrasını

Huzur senin de benim de hatta herkesin hakkı 

Herkese huzur diliyorum en çok sana

Gittiğin yeni şehirde yeni umutların olsun

Hayata hep sımsıkı tutun, 

Ağladığım zamanlar söylediğin biz söz vardı;

"Hep denedin,
  Hep yenildin,
  Tekrar dene, tekrar yenil,
  Daha iyi yenil!"

Ben sensiz hayatıma kaldığım yerden devam edebildim, sen de öyle

Bu sözün dışına asla çıkmadım, sen de çıkma 

Güçlü kal, asla pes etme

Sen benim için güzel bir yol arkadaşıydın, başkalarına da bu zevki yaşat



Ben herkesi affetim,seni de aynı şekilde

Kimseye kin tutmuyorum

Beni kıran herkesi affettim, sonuçta kötü insanlar değillerdi, anlaşamadık.

Benim de hatalarım oldu, kimse mükemmel değil

Ama kötü insanlar da var inanamıyorum

İnanmak istemiyorum ama var işte

Allahım seni onlardan korusun

Allahım onları ıslah etsin 

Allahım tüm sevdiklerimi korusun

Bilirim endişe yorar, güçlü kalamazsın, endişeli kalmak en zoru 

Senin bütün endişelerin bir tüy bulutu olup gökyüzüne uçsun

Yağmur olup toprağa bereket olarak yağsın

Yağmurda yürüdüğün o toprakların kokusunu içine çek

Sana huzur versin

Kendine iyi bak diye veda etmeyeceğim, seni tanıyorum

sen önce sevdiklerine sonra da sevdiklerin için kendine hep iyi bakardın

hoşca git ve hoşca kal yol arkadaşım..


Wednesday, December 2, 2015

sus kalbim, daha fazlasını yaşamamak için daha fazla konuşma
yoruldun sen de benim gibi,
bir anlık mutluluğa ve heycana kapılıp konuşma
sus!
bilmek isteme, bilme, bilmesin
lütfen artık konuşma,
bir şey söyleme sus!
ve git.
konuşunca her şey çok güzel olmuyor,
kötü de olmuyor
sus!
hiçbir şey olmuyor işte gör gerçeği
yeter ki sen sus!
sana konuşma hakkı vermedim ben hiçbir zaman
hep kendi kafana göre konuştun
artık yeter sus!

susunca farkedileceğini de düşünme
sustuklarını içinde büyütme
sadece sus ve,
unut!




Tuesday, December 1, 2015

en sevdiğim yanlışım





Bilmiyorum sebebi neydi ama bugüne kadar her şeyi kendi başıma yaptım, yapamadığım zamanlarım da oldu yine de çabaladım ve farkettim ki hiçbir şeyi yapamamışım, çabaladığım ne varsa, üstesinden gelmeye halletmeye çalıştıkca ne yazık ki hiç başaramamışım.Çok başarılı olduğumu zannettiğim dünlerim, bugünümün başarısızlığıymış meğerse..

Yüksek eşikte düzenli ve planlı bir insanım.Çünkü düzen demek kararlılıktır.Hayatım boyunca her şeyi düzenledim, düzene koydum.Ders çalışmaya başlamadan önce bile masamı, dolabımı düzenlerim, düzenli olmasına rağmen sırf içime öyle siniyor diye.Hayat serüvenimde de işleri yoluna koydum, ortalığı toparladım, notlarımı düzenledim, ne zamandır yapmayı ertelediğim işlere en azından adım attım, duruldum.Aklımdan geçen sözler ve kalbimden geçen sesler paralel gitmeye başladı.Bu benim düzenimin en altın kuralı oldu.

Durup düşündüm ve bir karara vardım nihayetinde.Ben konuştuğum kadar değilmişim, burda yazdığım kadar güçlü biri değilmişim.
Sadece güçlü gibi görünebilmeyi başarmışım.
Kalbimin en ufak bir çıt sesini hissettiğimde orada aylarca takılı kalıyormuşum.Size tavsiye verirken aslında ne yapacağını, ne düşüneceğini bilememe halini en çok ben yaşıyormuşum. Oysa görmezden gelip hayatı hep akışına bırakıyordum.Öyle zannetmişim, o akışına bıraktığım sularda hep su yutmuşum.Şimdi boğuluyorum.

Her defasında kalbimi aralamak istediğimde kapının önünde bekleyen kişiyi, kapı eşiğinde bırakabilmişken ilk defa kalbimin her hücremde, tüm bedenimde attığını hissettim. Bütün organlarıma ve duyularıma sıkı sıkı tembih etmeme rağmen kalbim hükmetmek istediği her yeri yırtıp geçmek ister gibi.Kalbimin bu hırçınlığı beni zaman zaman öyle yıpratıyor ki söz geçirememekten yorgun düşüp günlerce sadece ağlayıp uyuyorum.

Biri ile diyalog halindeyken bi önce söylediğim cümlemi unutmaya başladım, zamanında bana yapılan tüm kötülükleri unuttum.Başımın üstünde bulutlanan her şeyi unuttum ama unutmak o kadar güzel değilmiş..Unuttuğum kadar unutuldum.Dokunup elimi çektiğim, vurup kaçtığım ama içimden hadi beni tut, hadi beni gör diye çıldırdığım kim varsa tam aksini yaptı. Dalgaların üzerine giden biri değilim, hiçbir zaman olmadım da.Hep olduğum yerde bekleyip dalgaların suratıma kaya gibi çarptığı o donukluk hissini yaşadım ben.Kırmayı değil, kırılmayı; kaybetmeyi değil kaybolmayı tercih ettim.Sessizliğin de bir kırıcılık olduğunu yeni öğrendim.

Her şey yabancı bana, yeni doğmuş ve sürekli etrafımdaki durum hallerini çözmeye çalışan bebekler gibiyim.Şaşkın, boş bakışlı..Bir farkla meraksız.Duygusuz biri olmam ya da duygusuz biri gibi davranmam tüm merak duygumu çürüttü..Seni de diğer her şey gibi merak etmediğim için, üzerine düşüp seni çözmeye tanımaya çalışmadığım için önce kalbimden sonrasında senden özür dilerim.Unutup, unutuldum belki ama istediğimde kalbim bütün bedenime hükmedip her şeyi bana hatırlatıyor.Dün yine her şeyi hatırladım.Seni uzun zaman sonra uzaktan canlı canlı görünce bende hala canlı kalan neresi varsa hatırladım.Her cümleyi, her mimiği, her hareketi, her günü, her söylenen lafı, daha doğrusu yazılan her kelimeyi.Ikimizin arasında söylenecek çok fazla söz yok çünkü bizim bir yaşanmışlığımız yok.Beni cezbeden tarafı hep bu oldu zaten.Ben sıradan bir aşk filmi senaryosu yazmıyorum hiçbir zaman.Hep iki uzak insanın yaşayamadığı şeyleri kaleme alıyorum.

Birinden kendini uzak tutmak başarı değil başarısızlıkmış.

Kalbimi her defasında yanlış insanlara açtım bunun bana yaşattığı neticeler umrumda değil, ben yaşanamayan, yaşanamayacak şeyleri seviyorum.Bu da benim yalnız yaşayıp, yalnız ölünce mezar taşıma yazılacak tek gerçeğim.


Seninle konuşurken sanki ağzına kadar dolu bir bardak suyu dökmeden misafire taşıyıp ikram edecekmiş gibi özenli ve dikkatli davrandım hep.Yine en sevdiğim yanlışlarımdan biri de bu oldu.Saklı, gizli ve en çok da özenli olan hiçbir şey istenilen sonucu vermiyor işte.Sende olduğu gibi.

Ben kafamda bizi defalarca yaşadım.Ben bizi yaşarken senin bu durumumuzdan hiç haberin olmadı.Çünkü ben seni, olması gerektiği gibi sevemedim.
Boşver bu dünyada beni en çok üzen sen değilsin ama kurduğum hayallerde beni en çok sen sevdin.Aşk hayatımın jübilesini seninle yaşadım ben.Karşılaşmada kazanan yok sadece.

Nasıl sonuca bağlarım ve size anlatmak istediğim şeyleri ifade edebilirim bilmiyorum ama bu uzun yazının asıl amacı;

hep yanlış kişileri sevip, yanlış kişiler tarafından sevilmek.