Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, January 31, 2012


Çıldırırım beni aramazsan öfkeler sarar
Gücüm kalmaz yok olamaz..

                                                   (Harun KOLÇAK)

Friday, January 27, 2012


Simge: Birbirinize kötü davranıyosunuz. Sevmiyo musunuz olm birbirinizi?

Ece: Seviyoruz da şu an kış dönemi. Ayıyız. Öyle yani

Monday, January 23, 2012

Seni İsterdim Seni


 İçimden geçenleri bir şarkıda duyunca sanki bir arkadaşım benim yerime konuşuyormuş gibi, işlediğim suçu öğretmene açıklıyormuş gibi ya da benim için annemden izin alıyormuş gibi hissediyorum. 
“Sana bütün bu olan biteni anlatmak isterdim.”
”.. ve bir yorgunluk kahvesiyle bana her şeyi anlat derdim.”

 Hiç durmadan konuşmak istediğim oluyor. Size de oluyor değil mi ? Hayatımdaki her önemsiz ayrıntıyı anlatma isteği var. Ve hayatındaki her şeyi öğrenme arzusu. İleride hiçbir işime yaramayacak bütün bilgileri hafızama kazımak istiyorum. Bir gün alakasız bir ortamda bir konu konuşulursa “Bu konuda ne düşündüğünü bilmiyorum” diye düşünmemek için elimden geleni yapmak istiyorum. Siz de istiyorsunuz değil mi ?


 İsteklerin birbirine karıştığı zamanlar oluyor. Bazen hippi gençler gibi yanımıza kıyafet almadan iki üç eşyamızı tıkıştırdığımız sırt çantamızla şehirleri dolaşalım diyorum. Sonra yaşlı çiftler gibi deniz kıyısında yanımızda keman çalarken balık yesek nasıl olur diye düşünüyorum. Halbuki ben balığı sevmiyorum bile. Sesimiz güzel mi diye düşünmeden karaoke yapmalıyız diye düşünüp beraber okuruz diye şiir kitapları satın alıyorum. Belki yabancı bir ülkeye gidip konuşamayız diye sözlüklere bakıyorum vitrinlerde uzun uzun. Sonra yüzüme vuran rüzgarla kendime geliyorum.


“Kapım çalınsın, sen ol isterdim.”


 Yalnızlık kavramını unutturan bir hayal ile oturup Orhan Veli’ye kulak veriyorum. “Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.” diyor. Orhan Veli’ye sesleniyorum. Ne zaman gelirse gelsin zaten vazgeçemeyecektin, diye. Hayalle konuşuyorum biraz. Sonra biraz gerçeğiyle. Biraz şarkılarla. Biraz da kitaplarla.

Uyuyorum sonra. Düşünerek. Hadi ama itiraf edin, bunu siz de yapıyorsunuz değil mi ?

Tuesday, January 17, 2012


It’s so cold
I can’t sleep tonight
Everybody saying everything’s alright
Still I can’t close my eyes
I’m seeing a tunnel at the end of all these lights

Dünyaya tekrar gelsem, Travis şarkısı olmak isterdim. Bugünün anlamı olsun maddi, manevi, soyut, somut. İnsan arada isyan etmek istiyor “Why does it always rain on me?” şeklinde.

Friday, January 13, 2012

Himym’ın son bölümünden esinlenerek demek istiyorum ki, öyle olmuyor o işler. Birini düşünmüyor taklidi yapınca ya da içinde kalan son sevgi kırıntılarını tehlikesiz görmeye devam ettikçe kalbinin kapıları kapalı kalıyor. Kimseleri sevememen soğuk kalbinden değil, kalbinde kalan son birkaç parça umuttan ileri geliyor. Söz konusu duygular olunca, öyle dalgaya gelmiyor bu işler, bu işler şaka kaldırmıyor.
Kalbin bomboş kalmadıkça, kendince birkaç kişi arasından seçimler yapmaya çalışıyorsun; “Sevgim nereye gitti?” diyosun, sevgin nereye mi gitti? Öyle seçmekle filan olmuyor bu sevme hadisesi
“Umut kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır” sözünün mantıklı geldiği bir zaman dilimi var. Ona ulaştığında biliyorsun ki, bir konuda umutsuz kalmak o konuda umut kırıntıları barındırmaktan çok daha iyidir. Bunu anladığında bir şeyler geçmeye başlıyor işte.
Hem temizlik iyidir, ferahlarsın