Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, October 27, 2015

Çok boşverilmiş bir başlık






Düşünmüyorum..Geleceği, bugünü, dün olanları, bir yıl önceki bugünü, zamana bağlı geçirdiğim ve geçireceğim hiçbir şeyi düşünmüyorum.Uzunca bir süredir kendime kanıtladığım ve uyguladığım tek bir cümle var "olanları ve olacakları sürekli düşünüp üzülme sen filozof değilsin." İnsanlara veda etmekten çekinmiyorum.Kayıp vermekten korkmuyorum.Her sabah okula giderken sahip olduğum şeylerin algoritmasını çıkarmıyorum.Benim sahip olduğum şeylere sahip olmayan sokaktaki binlerce insanlara dikkatimi veriyorum.Bu şükretmemi sağlıyor.Tüm kalbimle şükür edebildiğim günden beri daha güçlü olduğumu hissetmeye başladım.Beklentilerimi en düşük seviyeye indirdim ve huzurluyum.Hepimiz hayatta en iyi yerlerde olmak isteriz, ben de öyleyim en iyisini diliyorum fakat en kötüsüne de hazırım.Dünyanın en büyük petrol şirketinde olmak istediğim kadar donanımsız,sıradan bir mühendis olabilmeye de yer açtım hayatımda.Bu şekilde dengeli hayaller kurunca gözümün kararmadığını ve olacaklara karşı daha temkinli kaldığımı farkettim.Her düştüğümde kendime ilerde bunun bir ödülü olacağını hatırlattım, asla vazgeçmedim.Vazgeçmek yaşam alanını kısıtlıyor.Hiçbir şey yapmadığında o kısıtlı yaşam alanının mayınlarına basıyorsun ve o mayınlar ruhunda pişmanlık yaraları açıyor.O yüzden bir şeylerden vazgeçmek zorunda kalmamak için sahiplenici ruhumdan arındım.Hayatı fazlasıyla ciddiye alıp, büyük sorunlara üzülürken bunu dışarıya tam aksi bir şekilde yansıtıyorum.Toplum içinde muhabbetlere çok takılı kalmıyorum, espriye ve dalgaya vurup geçiştiriyorum.Bir çeşit kişisel mizah.Belki bu karşımda konuşan insanlara karşı saygısızlık olarak gelebilir size ama ben öyle düşünmüyorum.En azından benim etrafımda dönen dünyada konuşulmaya değer hiçbir şey yok.Ufacık ve basit problemleri devasa büyüklükte bir sorunmuş gibi yaşamaya öyle alışmışız ki gerçeklerin suratıma tek tek çarptığı günden beri kendim dahil herhangi birinin sorununu kale almıyorum.Daha doğrusu o masada o ortamda çözüm üretiyorum ama kalkıp gittiğimde hafızamdan siliyorum.Boşluk çok yer kaplıyor ve beynimin bu tür boşluklarla dolmayı hakettiğini düşünmüyorum.

Özetle yaptığım şeyi daha anlaşılır bir şekilde anlatmam gerekirse, hayata karşı kulaklığımı taktım ve yüksek sesle müzik dinliyorum.Kabul edin böylesi daha güzel.Bol bol gülmeli, yürümek yerine koşmalı hatta koşarken dans etmeli bir hayat yaşamaktan daha güzel ne olabilir ki? Şu şekilde düşünün Tarkan-İkimizin yerine dinlemek yerine Passion Pit - Carried Away (Oliver Nelson) dinlemeyi tercih edin içinizde bir şeylerin enerjinizi emmesine izin vermeyin.O başınızın hemen üzerinde duran kutucuğu hep doldurup yeşil kalmasını sağlayın(zamanında sims oynayanların anlayabileceği bir benzetme).Yeşillenin.Düşük güç moduna geçmek zorunda kalmayın, hazırlıklı olun.İnanın her şeye rağmen mutlu kalmak bizim elimizde.Bazı gerçeklerle yüzleştiğinizde zaten mutlu kalmak diye bir lüksünüzün olmadığını idrak edeceksiniz.O zaman siz de benim gibi sürekli güçlü kalma duygusunun tadını yaşayacaksınız.Düşünmeyin, takılı kalmayın..Sevdiğiniz insan sizi sevsin diye beklemeyin vazgeçin o ortamı hemen terkedin.Kişiliğinizin farkına varın.Her konuda hem en iyisi olduğunuzu düşünün hem de en kötüsü.Siyasete çok takılı kalmayın bırakın siyaseti, siyasetten anlamayan siyasetçiler düşünsün zaten herkes bilinçli bir şekilde vatandaşlık görevlerini yerine getirdiğinde bütün mikroplardan arınacağız, öğrenci öğrencilik hayatını yaşamalı, medeni kalabilmeli gerekirse medenileşmeli, kendi hür iradenizle adım atın dolduraşa gelmeyin, etrafa bir şeyler ispatlama çabanızdan kurtulun, ailevi sorunları tek başınıza üstlenip çözmeye çalışmayın ailenizle paylaşın, soruna değil çözüme odaklı olun.Arkadaşlarınızla paylaşın, gerekirse onlara sarılıp ağlayın, ağlamak ayıp değil.Birine muhtaç olmanın kötü bir şey olmadığını kabullenin çünkü kimse kimseden üstün değil.Her insanın noksan bir yanı var.Kendiniz olun ve bol bol gülmeye çalışın..Her defasında şartları sizden daha kötü ve uzak olanları düşünerek hareket edin çünkü gerçekten yaşamanın hakkını bu şekilde verebilirsiniz.



Monday, October 12, 2015

"Siyaset Yapmayacağım" çünkü bu her şeyden önce insanlık meselesi

Kaynak : "http://www.sozcu.com.tr/2015/gunun-icinden/23-yasinda-bir-cicek-957070/"

Uzun zamandır acısı senden büyük insanlar görüyorsun, yıkılan hayalleri, bütün yarım kalmışlıkları iki hafta konuşuyorsun tarih olarak geride bırakıyorsun.Bu görüntülerin içinde üzülecek o kadar acı varken sen bir süre sonra bu sözleri hafızandan silip belki hiç var olmayacak detayları düşünüp kendin için üzülmeye devam ediyorsun.Belki bunu izlerken ağlarsın, umarım ağlarsın biliyorum senin de umudun kalmadı sen de öfkelisin bu düzene.Keşke Dilan ve Dilan gibi günahsız hiç uğruna giden niceleri için söylenen bu sözler yürüdüğümüz yollarda, avmlerde, okullarda her an yayında kalsa ve her nefes alışımızda onları hatırlasak.Hiçbiri ne ölümü ne de unutulmayı haketmedi.Onlar da biz gibi yarın hayata kaldıkları yerden devam etmeliydi ama onlar bu yolda geride kaldı değil mi? Oysa ki bizden ne bir eksik ne de fazlaydı şartları. Sadece biz 10 ekimde sıradan bir gün geçirirken onlar hepimizin sesi olmak istedi, bu savaşta kazanan olur mu bilemem ama umutlar kaybediyor.Elbet bunlar da geçecek bir yenisi daha eklenince..

Sunday, October 4, 2015

"Hey ya" şarkısını OutKast ya da Sarah Blasko dan dinlemeyi tercih etmenin tamamen kişinin iç dünyasıyla bir alakasının olduğunu düşünüyorum.Hayatlarımız da zaten bu şekilde değil midir? Her şey tamamen tercih meselesi..Ruh halim sürekli olarak değişim içinde sabahları yeni bir güne Sarah Blasko dinginliğinde başlayıp gece kapanışı OutKast enerjisiyle bitirebildiğim gibi bu durum tam tersi de olabiliyor.Fakat çoğu zaman hayatıma Green Day-Basket Case ışığıyla devam ettiğimi düşünüyorum.Başıma ne gelirse gelsin, ne kadar düşüp yaralanırsam yaralanayıp, kalkıp yeniden zıplamak istiyorum daha yükseğe en yükseğe.

Dün gece hayatımın en güzel 45 dakikasını yaşadığımı bu sabah uyandığımda farkettim.Bir arkadaşım bir keresinde yaşadıklarımdan dolayı bana "onu kalbinde durdur" diye tavsiye vermişti.Üzerinde aylarca düşündüm bir olayı ya da hayatımdan çıkarmak istemediğim birini kalbimde nasıl durdurabilirdim? Dün gece ben sadece birini ya da beni üzen bir takım şeyleri durdurmadım , hayatı durdurdum.İnanın bunu içinizde benim gibi yapabilen birileri varsa bu durumu en iyi onlar anlayacaktır.Dış dünyada o an olup biten ne varsa benim için kayboldu.Gözlerimi serbest bir şekilde kapatıp, vücudumu müziğin akışına bıraktım ve dans ettim gözlerimi bir an olsun açmadım.Adımı, kim olduğumu, kimle geldiğimi unuttum.O an sanki dünya bana hayatımın en güzel hediyesini vermiş gibiydi.Belki bir kuş oldum özgürce rüzgarda savruldum, belki okyanusta kendimi suyun akışına bırakmış bir balık oldum.Bu durumu özgür olan her şey ile betimleyebilirim.Evet, demek ki insan isteyince herhangi bir şeyi hatta zamanı bile kalbinde durdurabiliyormuş.Bunun için süpersonik olman gerekmiyor ya da herhangi bir kimyasal/alkol alman.Her şeyin kendiliğinden, birden olması ne kadar güzelmiş meğer.Mucizelere pek inanmam ama hayatın bize alttan alta verdiği ufak mucizeler var gibi sanki yeter ki görmeyi bilelim.

Yeni dönem için umutlanmak istemem ama tüm kalbimle güzel ve güçlü günlerimiz olmasını diliyorum !