Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Sunday, November 5, 2017

Kullanma Kılavuzu








Acıyor da her neyse...
Esasında yayın sayfama değil de bilinen bir dergi için hazırlamam gereken bir yazı var
Fakat ben buradayım dergi için yazacağım metin için bir hafta önce duş alırken en az 1050 kelimeden oluşan 100 adet müthiş cümleler kurmuştum sonra kurulanırken hepsi buharlaştı.
Aynılarını tekrar bir araya getiremediğim için de içimden yazmak gelmiyor, bir fırsat belki kaçıyor.
Bir de şuan komşumun kedisi çok miyavlıyor..............................MAVİ EKRAN.................................

Evet bir an çok korktum bilgisayarım kendi kendine hatalar sayarken yazdıklarım boşa gidecek diye.
Neyse ki teknoloji insanlar kadar nankör değil, emeğe saygı duyuyor bir kere.

Komşumun kedisi yoktu halbu ki, sevgilisi kedi taklidi yapıyor da olabilir.
Tek kelime ile iğrenç bir apartman.
Bilgisayarımı Uçak Moduna Alayım da GB yemesin ama ola ki bir daha aynı hatayı verirse bilirim bu kez yazılanları kaydetmeyecek çünkü aramızda BAĞLANTI yok..
Sanıyorum ki insan ilişkileri de bu şekilde yürüyor, ne kadar kontak halinde kalırsak o kadar sıkı tutunabiliriz, ya da tam aksi.Ben ne bileyim!

Ben turkcell ile hayata bağlanmıyorum, resmen Turkcell in yıllık brüt gelirine %30 kazanç sağlatıyorum.Fakat şuan bana sinyal göndermiyor.Bu ay 200 değil de 165 türk lirası ödediğim için öc alıyorlar sanırım.Telekominasyon şirketleri....Hepsi hırsız.

Şuan bağlantı sorunu yaşadığım için ilham aldığım şarkı yarım kaldı.Yazma periyodumda aksama gerçekleşiyor.Ne yazacaktım ki? Neden yazmak için yerde durup sadece müzik çalan bilgisayarımı kucağıma bir anda aldım bilmiyorum.

Bütün gün çok fazla şey yazdım oysa, kalemle..Aklıma da yazdığımı söylemek isterdim ama yalan olur.Bazen bir takım şeyler saçma geliyor.Demem o ki zihinde yer etmemesi, glikozumuzu boşuna tüketmememiz gereken şeyler var.Yine de tüketiyoruz ve tükeniyoruz.

Sabrın ölçüsü var mıdır?
Bir kişiye karşı kaç gram sabırlı kalabiliriz mesela, ya da aramızda ki mesafe kaç milimetre olursa sabrımız zorlanmaz?
Sevdiğimiz insanlara karşı sabrediyoruz pekala:  ya o sevmediğimiz hiç haz etmediğimiz insanlara karşı neden sabrediyoruz ve hatta söylenmesi gereken iğneli cümlelerimizi kendi boğazımızda yutkunup midemizi paramparça ediyoruz?
Ben kendi içimde bunun cevabını buldum.Öncelikle üşeniyoruz, beyin *söylesen de fark etmeyecek diye ön şart koyuyor.Ardından artık ruh sağlığınız polemik yaşayacak kadar güçlü değil yani elbette gücü var ama yıpranmak istemiyor.Çünkü haksız insanlar kendilerini haklı çıkarmak için ucuz cümleler kurar ve bu gerçekten bilinçli olan taraf için ömür törpüsü unsurudur.Kaçıyoruz neticede.

Sabrın küresel bir ölçüsü olduğunu sanmıyorum ama ben bulunduğumuz kriterlere göre bir ölçü birimi koymak gerektiğinin tarafındayım.Misal, sevmediğim insanlara karşı söz dile gelince sabırlı kalıyorum ama Turkcell gibi zamanı geldiğinde öc alma kurgusu oluşturuyorum.
Korkmayın! Hala iyi biriyim ama haddinden fazla suistimal edildim.Size de tavsiyem yuttuklarınızı gün gelince değerlendirin.

Hiç sevmezdim ama artık karşımdakinin zeka seviyesinin üstünde kalan cümleler kuruyor ve aslında demek istediğim şeyi kodlayarak onlara ifade ediyorum.Neticede artık düşüncelerimi fiilen kusmuş oluyorum.O, kendi dünyasında önce megolaman takılıp savunma atağına geçiyor kendini kandırıyor ama biliyorum adım gibi hem de! Sırtını bana dönünce kendi de aptala dönüyor.
Haz alıyorum itiraf edebilirim, ama bana güvendiğinizi biliyorum.
Bunu yapıyorsam bir bildiğim vardır.
Siz de eğer ki haklıysanız zeki hamleler yapın.Rakibiniz bırakın sizinle baş edebildiğini zannetsin.
Temelde sizin rakibiniz bile olamayacak kriterdeler.İnsanlar ve tabiatta bulunan hiçbir canlı için zavallı kelimesini kullanmam.Karakterler için kullanırım..

Acınacak ve acıyacak insan, insandan insana da fark var.
Siz en iyisi lafınızı esirgemeyin, hakkınızı savunmak için bunu yapın demiyorum.
Siz lafınızı beden dilinizden bile eksik tuttuğunuz an dışı saati 500 liralık olan Uçan Balonları iken içi boş bir gaz olan karakterler yaratmış oluyorsunuz.
Bakın özellikle vurguluyorum *Karakter yaratıyoruz, yeni bir birey değil.
O durum bizi aşar ve bize düşmez.
Muhatap aldığınız her insanın bir süre sonra değişiminden siz sorumlusunuzdur.
Bir ailenin nasıl çocuğunu şımartmadan yetiştirmesi gereken bir gelenek varsa, çerçeveden baktığımızda tanıdığımız bütün yüzleri de şımartmadan iletişim halinde kalmalıyız.

Kabul.Bazı insanlar denk gelir hayatımıza ve gerçekten kalpten iyidirler.Bu yüzden de karşılıksız bütün iyiliklerin nasibini almayı hakederler.İstedikleri her şeyi acaba demeden gerçekleştiririz, art niyet asla aramayız.Burada eğer biz bize isek zaten biz kimsede art niyet aramayız.Kendimizde olmadığı için..

Öyle olmuyor artık değil mi( klavyeme de bir şeyler olmaya başladı soru işaretini koyamıyor üzgünüm, ama bu bir soru!)
Şüphe ve güven hep paralel, eş zamanlı yürümeye başladı.

Üzgünüm yazıya başlarken Acıyor demiştim, şimdi ise çok şiddetli acıyor.
Bahsetmekten nefret ediyorum ama bu böyle.
Acıyor, beni affedin gitmem gerek.
Sizi sevdiğimi söylemem gerçekci olmaz biliyorum ama ben iyi niyetini koruyan herkesi gerçekten, görmeden de bilmeden de seviyor ve hissediyorum.

Unutmayın *ÖNCE SİZ, sizin hayatınız..

4 comments :

  1. Özlüyoruz arayı açma gerekirse sen söyle bize yazalım be simge

    ReplyDelete
  2. Cimcimeeee kurban olsunlar sana dayanamam acına

    ReplyDelete