Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Monday, June 8, 2020

1 saat 4 mevsim



*🎧 Adriatique, Mario Canal, Delhia de France - Home 




Birini cok sevmenin ne demek olduğunu hep çok iyi bildim, kusursuz betimledim fakat hep erteledim. Aşka hiçbir zaman inanmadım ama en iyi bilenlerden biriydim. Sebebi belli olmayan kaçışlarımın hep bir gizli öznesi oldu. İnsanız ya zor olanı seçer kendi içimizde yaşar ve öldürürüz. Geceler sönerken sen ona körükle gidersin. Ne düşündüğün ne de hissettiğin önemli değildir. Çünkü birini “ilk anda” severken hayata dair olan hiçbir parçanın önemi yoktur. Esasında sen daha çok sensindir. Arka planında, eski bir radyoda, yerel bir frekanstan arnavut kaldırımı çalmaya başlar. Dünyadaki bütün arnavut kaldırımlarında koşarsın onunla. Bazen bisikletine bir sepet takar bütün esnafa selam verirsin. Omuzlarında sadece 90’lı yılların samimiyetini taşırsın. Hani o şarkı da der ya “dün seni gördüm rüyamda” , birini sevdiğinde rüyanda onu görmezsin. Başını yastığa koyduğunda görmek istediğin bütün rüyaların senaryosunu sen yazarsın. Bir ergenin Sims oynarken sevdiği kişi ile kendisini aynı çatı altına koyup, bebek kasması gibidir tüm aşamaların. Ne varsa o’dur, ne yoksa sensin’dir..

Kimse aynı sevmez. Bazen bir gülüşe takılırsın, bazen o ilk an’a..Ne yapsan çıkaramazsın aklından. Aşk bu aslında, gönül değil akıl işidir çoğunlukla. Su gibidir bir şekilde akıp yolunu bulur. Bazen durulur bazen bulanır bazen ise bütün suların çekilir. Çünkü aklınla bir müsabaka başlatırsın. Gönlüne sorsan hiç oralı olmaz. Aklını hep ondan en uzak lokasyona koymaya çalışırsın. En çokta duşta suyun altına girdiğinde kızarsın kendine. Oysa bizler hiçbir zaman kabullenemedik sevmenin en doğal refleks olduğunu. Belkilerin, keşkelerin, acabaların geceler boyu kemirir seni; eğer iki kişiden biri bilmezse seni. Ama bilirsin ki bitecek..Ne çok sona odaklı kalmışız. Oysa 3 gün sevsek 3 yıl daha fazla yeşerecektik bu hayatta..

32 parçanın hizalı bir şekilde sana içten bir şekilde merhaba demesine hiçbir zaman karşı koyamazsın; bu parçalara bir çift parlayan göz eklersen sana her mevsim yazdır..Belki de hiç önemi yoktur tüm bu olanların. Bazen öylesine gelir sevmelerin. Ama hiçbir zaman yeni bir sabaha “ben bugün seveceğim” diye başlamazsın. Öyle ki sevmek bir karar işi değildir.

Korkarsın bazen o ilk anın ikincisi gelmeyecek diye. Doya doya izlersin onu. Gözlerin topluma uyuma sağlamaya çalışırken kalbin hep ondadır. İstemsizce etrafında tavaf edersin. Kızarsın da kendine.. Ama bir kez yakalandıysan kaçışın olmaz.. Mecbur bir tarafından çıkıp dolanacaksın etrafında. Ya aklınla ya da kalbinle. Bilmezler belki; sadece gönülden sevmezsin, akıl da sevmeyi bilir oysa. Aklıyla seven egosuna ve kaygısına yenik düşerken, kalbi ile seven bir anda uzay boşluğundan düşer. Kalp bütün fizik kurallarını birden çürütür.

Birini ilk zamanlar çok seversin ama sonrası hep yamadır belki de bundandır bütün kaçışlarımız. Yine de önce kendini ve evreni sevmeye başlarsın. Sonra bir adım yaklaşır sana. Başlarsın sıfırdan hayata..



No comments :

Post a Comment