Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Tuesday, September 10, 2013

Sesli bir kış masalı..





  "Anı" kalitesi yüksek kalmış bir "yaşanmışlık" sadece

kalemimden klavyeye giden yolu değiştirdim..







Hiç kimse olmadı diyebilecek kadar cesaretim var.Ben kaçarım,çok güzel kaçarım.Geriye dönüp baktığımda tek bir kişi var iz bırakan bu onu sevmek değil..
Anı kalitesi yüksek kalmış bir "yaşanmışlık" sadece

Kalem tuttuğum sayfalara kimlerin geçtiğini kütüğüne kadar açık bir şekilde yazardım 
ama burda etik olmaz bunu yapamam. Aşkı yaşadım ya da aşık oldum hele hele
bir ilişkim olduğu sanılmasın.Sapmaya çok yakın insanlarsınız zaten.
Bir kaç tane kapı vardı, hepsi de yaşanmadan bitti diyorum ben bu duruma.
Zaten aslına bakarsan bu gönül işlerinden anlamıyorum ben yani diyeceğim şu ki,
Aşk gözlükleriyle değil At gözlükleriyle bakıyorum etrafa..

Mutlu olup, çok mutlu etmek istiyordum.Yaşamak istediğim bir aşk ya da birliktelikten çok
     yaşadığım şehri paylaşmaktı.
Elini tutmak değil de sırtımı yaslamaktı.
"Seni seviyorum" demek değil de "Hep kal!" demekti benim olayım
Biri olsun hep o' olsun istediğim için belki bu kadar 
ince eleyip sık dokuyordum.

Bana kendi rızasıyla geleni asla almak istemedim
"kalp acıyı seviyor ve onu üzene gidiyordu"
Şunu geç de olsa öğrendim,
sevilmek,sevmekten daha önemli..


"tesadufen aynı ortamda bulunma, tek bir konuşma geçmeme 
ve sonunda tesadüfen! onunla tanışma" sorunsalı...

Nerden bulup buluşturuyorum böyle fantastik insanları hala anlamış değilim.
Benimkisi kaşınmak, yaranın kabuğunu her defasında kaldırmak.
Nasıl yaşanırsa bunu her defasında yaşıyor ve hala bu durumun içinden çıkamıyordum
Neden biliyor musunuz?
"Ben ona imkasızım o' bana imkansız"
öyleyse imkansız olan kovalanır çekim gücü bu.
Size sevgiden ya da aşık olmaktan bahsetmiyorum

OLMAYI  'planladım, istedim' ama 'tadı damağımda kaldı'

sosyal paylaşım sitelerinin yaptığı ön ayaklardan tiksiniyorum..
"burda çok kalamıyorum 053x xxx xx xx den yaz" zihniyetinden nefret ediyorum.

Farklıydı, başta aklımın ucundan bile geçmedi onunla olmak onu barındıran hayaller.
Onu umursamıyordum, umursayacak bir kozum yoktu çünkü.
Diğerleri gibi konuşma derdinde olmayan verilen cevaba belki 2 saat 
belki 1 gün sonra karşılık veren biriydi
Sosyal iletişimle alakası olmayan sadece onu bana getiren 
en son 2010 yılında profil fotografı güncellenmiş bir Facebook hesabı vardı..
Onunla aynı ortamda olduğumda da diğerlerinden farklı kılan asilliği dikkatimi çeken tek şeydi
Yani onu farketmemi sağlayan onun kara kaşı kara gözü değildi..
Müthiş bir sakinliği ve inanılmaz temiz bir ruh  hali vardı hepsi bu.
Kaçtığım şehrin insanlarında uzaktı, bana uzak olduğu gibi


ben karşılık beklemeden yazmıştım cevapta gelmedi, vermeside gerekmezdi.Taa kii DÖRT AY
sonrasına kadar.Tanıdık gelmeyen bir isimden arkadaş onayı ve hemen ardından gelen mesaj
inanın tüm samimiyetimle söylüyorum tanıyamadım başta (1 ocak 2013)


"Ben teşekkür etmek için mesaj atcaktım kapalı olduğu için eklemiştim kaldı ki kaç ay geçmiş üzerinden. Özür dilerim ya" AFERİN!


"Bir gün tam tanışırız umarım, ayarlarız müsait olduğumuz bir zamanda
                                         2013' e beni sevindirerek girdin"

Yanına gidiyorum, seminerden çıktım beynim felaket yorgun.
Hiç görüşesim yok, ilklerin getirdiği heycandan gram yok.
Zaten çocugun bende bir yeri de yok..Arabasına yaklaştıkca kasıklarım ağrıyla doldu
Nefesimi  tutuyor, kendime gelmeye çalışıyordum.Arabanın kapısını açtığımda
(7 ocak 18:10)
zaman durdu, ben iptalim. Ama kısa sürede toparlandım.

Marinayı çok seviyor haftasonları orda vakit geçirmeye bayılıyordum.Kendimce aldığım kararların yeri Marinadır. Tesadüfmüş gibi oraya gittik ya da inatmış gibi..Karşıma oturup konuşmaya başladığı an en sevdiğim filmi izliyormuş gibiydim. İzmir e geldiğimden beri bana bir tek O' iyi gelmişti
Huzur koktu masa, olduğum gibi ve güvendeydim.Telefona bir dakika bile bakmak aklıma gelmeden tam dört saat -ee??  bile demeden konuşmuşuz, anlatmışız.
Yıllarca görüşmediğim dostumu bulmuş gibiydim.
Onu bilemem, bilmekte istemem

Odama çıktığımda tam bir Leyla olmanın hakkını veriyordum
"Beklemiyordum tüm bu olanları yeniden neden zaman görüşüyoruz "
dedi.



 BİR  DAHA  ASLA GÖRÜŞEMEDİLER 


ne mi oldu hadi bi hatırlayalım
bahsetmiştim o günleri




o kadar üzdü ki inanın buna hiç hakkı yoktu..

Mehmet Erdem den nefret ediyorum


No comments :

Post a Comment