Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Sunday, June 15, 2014

Gününe Mektuplar

Sımsıkı sarılırdım sana.Öyle sıkı ve güçlüydü ki rüzgar bile geçmezdi aramızdan.En çok neyi özlüyorum biliyor musun? Ben duştan çıkınca yumuşacık bornozumla beni kucağına alıp içine çekmeni.Her çalan kapı sen değildin fakat senin zili çaldığını ayırt edebiliyor ve geldiğini hissediyordum.Öyle güçlü bir duygu ki bu keşke hiç bitmeseydi.Bazı geceler gelmezdin pencereler ardında bütün arabaları gözlerimle kontrol ederdim geldi mi diye.Evin camına yansıyan her araba farında kalbim yerinden çıkacak gibi olurdu.Sen geldin diye.Seninle büyümedim ben.Senden bir şeyler de öğrenmedim.Fırsatımız olmadı, ne benim öğrenmeye ne de senin öğretmeye.Soğuk bedenini gördüğümde başladı bende her şey.O zaman hayatı öğrendim.Hiç bir şeyin sabit kalmayacağını.Zamanında fırsatımız varken sevip değer vermem gerektiğini.Üzerine toprak attıklarında öğrendim ben bir başıma olduğumu.O an sanki sende ölücekmişsin gibi geliyor. Ama sonra bir bakıyorsun yaşayabiliyormuşsun.Yalvardım etrafımda kim varsa ne olur dursunlar daha fazla kapatmasınlar üzerini diye.O zaman öğrendim insanın bir gücü vardı ve bu güç tükenebiliyordu.Dinlemediler.O kadar derine attılar ki seni o zaman anladım sana bir daha elimi uzatamayacağımı.

Dört yıl oldu sen bu kapıdan çıkıp gideli ve ben hala her gün gelecekmişcesine inatla yaşıyorum bırakıp gittiğin bu odalarda.Geleceğin yok elbette, alışkanlık işte.Sensizlik aldı başını gidiyor , her geçen saniye büyüyor gidişin.
 Sen yıllar önce benden gittin ve bugün senin günün! Sen zaten hep ben uyurken gittin, giderken ardından çığırarak ağladığım için.Veda etmeden gittin, vurdumduymazlığımın kurbanı ettin beni.
Benden gideceğini bilseydim doktorlar seni bana göstermeselerde hastanenin o donuk koridorlarında bekler, bir an olsun ayrılmazdım.Ben ise kalkmış tüm gün müziğin her notasında kaybolurdum odanın içinde, antremana gider her zaman ki neşemi insanlara saçıp ter atardım.Öleceğini seni bir daha göremeyeceğim aklımın uçlarına değseydi gece gündüz beni sensiz bırakmaman için tüm kalbimle dualar ederdim.Ah bu sorumsuzluğum beni nasıl yıpratıyor bi bilsen !

Göbeğine kafamı koyup saatlerce çizgi film izleyebileceğim kimse yok zaten artık kimse benimle çizgi film izlemek istemiyor fanatik aslanım.Evde çalan telefonlara kapılara bakmıyorum.Bazı zamanlar dalgınlığıma geliyor babam geldi diye koşup açıyorum patlayan gözlerle sonra bir başkasını görünce o an seni mezarından çıkartıp o geleni sokmak istiyorum oraya.Sırf sen bana gittiğin yerlerden gelirsin diye sensizliğe doymuş rolü yapıyorum.Hala eskisi gibi uyku halindeyken bile gülüyorum ama bir türlü buğulanmış gözlerimden arınamıyorum.Eskiden annem istediğimi yapmayınca hemen gizlice telefona koşar sana ağlar sitem ederdim.Ben şimdi kime sitem ediyorum hiç sordun mu kendine.Attım kendimi suyu çekilmiş bir kuyunun dibine.Yalnizligin böylesi işte böyle bir derttir.

seni nasıl özlediğimi insanlara anlatmam içimde yaşadığım gerçek beni kimse anlayamaz anlamasınlarda zaten buna ihtiyacım yok ama çok anlamsız ve noksan yaşıyorlar hayatı ben senin bir gün beni bırakıp gideceğin gerçeğini tahmin etseydim aksam 10 a kadar sokakta oynamaz senin ısrarla öğretmeye çalıştıgın bulmacayı senden öğrenirdim.

Ben konuşacağım bu gece, onlar duyacaklar. Ben dinlemelerini istedikçe onlar yalnızca sesimi duyacaklar. Ben burada seni kaybetmenin ne acı olduğunu anlatacağım, onlar avutmaya çalışacaklar. Anladıklarını söyleyecekler bana, kendi hikayelerini anlatacaklar. Geçeceğine, düzeleceğine inandıracaklar beni. Inanmış gibi yapacağım, yoksa rahat bırakmayacaklar. Unutacaklar sonra. Bir daha arayıp sormayacak çoğu, belki bir kaçı nasıl olduğumu soracak. Nasıl olduğumu merak ettikleri için değil, sormuş olmak için soracaklar, içlerini rahatlatmak için. Samimiyetlerine inanmış gibi yapacağım.
Olmayacak hiç biri yanımda, hiç biri hissetmeyecek hissettiklerimi, yaşamayacaklar yaşadıklarımı. Bilmeyecekler. 
Bilmesinler. 
Anlatmayacağım bu yüzden seni daha fazla, 
Anlatırsam anlamayacaklar
Ama,
Seni kaybetmek, sana ulaşamamak nasıl bir duygu bilsinler ki 
bu gece fırsatları varsa babalarına sımsıkı sarılsınlar
Ağlayan bir bebeğe oyuncağını gösterip de vermemek gibi belki. 
Ölüm döşeğindeki bir hastaya ilaç içirip ardından zehirlemek gibi.
Açlıktan nefesi kokan bir insanin karşısında en sevdiği yemeği yemek gibi belki de. Masumca uçmaya çalışan bir kuşun kanatlarını bağlayıp uçmasını istemek gibi.
Acı çektirmekten, acı çeken bir insani izlemekten zevk alıyor gibi. Boşuna uğraştırmak gibi. 
Yarı yolda bırakmak gibi belki de.

Ne kadar kolay aslında. Hiç düşünmeden, umursamadan kurduğun basit bir cümleyle bir insanin tüm hayatını değiştirebilmek. Mahvetmek belki de, ne kadar kolay değil mi? Sırf “canın istedi” diye öldürmek bir insanı ,
öldürdükten sonra sevdiklerinin umutlarını almak elinden, tüm hayatını belki de.
Şimdi ben sensiz sarılacak yer arıyorum
Onlar sarılsınlar babalarına
Öyle sıkı sarılsınlar ki tıpkı bizim gibi rüzgar bile geçemesin
Ben de uzaktan kıskanayım onları.
Babalar günün kutlu olsun ruhum.

2 comments :

  1. eline ,koluna,yüreğine sağlık.15 yıldır aynı duyguları taşıyorum.belki kendime bile bu kadar açık ifade edememişken genç bir kalemden okumak beni çok duygulandırdı.sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok teşekkür ederim, söyledikleriniz beni çok mutlu etti.mekanları cennet olsun.

      Delete