Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Monday, March 21, 2016

Sessiz Pazar







Kendime ne anlatacağımı bilmiyorum.Dinlemeye çalışıyorum ama o da sessiz.Sokaklar susmuş, koltuklar eskisinden daha sessiz.Kapalı ağızların içine sıkışmış dillerimiz,karanlıktan geçemiyor fikirlerimiz.Söylemek istiyorsun, bağırmak en çok da isyan etmek..

Geçmiş kulaklarında yankılanıyor.Belki gerideydik, çok basittik ama güzeldik.Şimdi anladım, benim geçmişim bana güzeldi çünkü geçmiş benim çocukluğumdu.Benim güzel geçmişim, bazılarının hatırlamak bile istemediği günleri.Hayatımın en kötü saatlerini geçirdiğim zamanlar bir başkasının yaşadığı en güzel anlardı.Sanırım aynı saniyeler içinde aynı olaya tüm kalbiyle sevinen samimi insanlar bir elin beş parmağını geçmez.Maç sevinçleri ihmal edilirse.Bahsedilince ne garip geliyor kulağa, bir futbol maçı sayesinde herkes tek yürek olup bedavadan mutlu oluyor.Aniden hiç tanımadığın eller omuzlarını sımsıkı tutmuş, birlik olmuşsun ve tek nefes en yükseğe zıplıyorsunuz.Muhakkak o anları da mahvedenler oluyor.Sevincin, anlık bir şeytan gazabıyla.."Aman oğlum şeytan doldurur.." sözünü hayata geçiriyor.Nefsin terbiye edilmesi ne kadar zor!

Yaşarken farkedemediğiz günlerin güzel olduğunu başına "eski" sıfatı eklenince anlıyoruz.Eskiye olan özlem bir çeşit parazittir çünkü eskisinden daha iyi olan bir şey yoktur.Reform maalesef her insana iyi gelmiyor.

Pazar günleri ailecek yapılan kahvaltı tadı bile yok masada.Eş, dost toplanıp gidilecek pikniklerin telaşları ne kadar eski bir zamanda kalmış.Hayata seyirci kalıyorsun ama bir bakmışsın o da sezon finali yapmış.Boşluktasın..

Esnaf-mahalle samimiyeti..Dükkanların önünde oturup gülen yüzlerle çay içen amcalar.Evlerinin kapısına çıkıp bir yandan örgü örüp öte yandan sokakta oynayan çocuklarına göz kulak olan teyzeler..Temiz kaldırımlara, kan dökülmemiş yollara tebeşirle çizilen seksek kareleri, tebeşir yoksa kiremit taşı alternatifi..Taklit edebildiğimiz ama asla geri dönemeyeceğimiz zamanlar,en büyük eğlencenin ahizeli telefondan yanlış numara aranarak, kusura bakılmayacak tatlı hataların yapıldığı zamanlar, kibar ve hoşgörülüydük.Yine ölüyorduk ama bu kaderimizle gerçekleşiyordu.Kaderi değiştirecekler kendi mağaralarında bugünlerimizin planını yapıyordu.Mağaraların çıkış yolu açıldı, güneşe küçük bir merhaba dediler ve biz yavaş yavaş karardık.Esnaf, kendini camdan dışarıyı izlerken buluyor; gelen geçenin yüzüne bakıp "bu müşteri, şu değil" diye mırıldanıyor.Yeri geliyor esnaf sığınmak isteyenlere kepenklerini kapatıyor an geliyor halk, kepenklerin dışında kalan yere serilmiş günahsızları çaresizce izliyor.Kimse yok mu diye sessiz sessiz bağırıyor! Sesin çıkarsa içeri alınıyorsun.Mahalleler yıkıldı evler gökyüzüne çıktı,teyzeler çok yukarıda kaldı.Kaldırımlar sırf belediyeler çalışıyor süsü verilsin diye "kaldırılıp"
yeniden, yeniden ve yeniden yapıldı.Seksek karelerinin üzerine olay yeri ekipleri çöktü, yollar oyun arkadaşlarımızın kanlarını içine çekti.Yanlışlıkla aranan numaralar korkup savcılığa koşmaya başladı.

Hayatı hala dört nala kovalamak mümkün mü?

Bu sessizlik çok kalabalık Allah'ım, ellerimizi açıp sana sığınmaktan başka kimsemiz kalmadı.Esas olan güç para mı, dua mı?Her şeyi bilmek ve büyümek o kadar da güzel değilmiş.Kulların, bize bağışladığın dini kullanıp bizi toprağa gömüyor.Ayrı düşüyoruz, ayrım yapıyorlar, siyasi sorunlar altında biz yetişkinlerin ölmesine bir yere kadar dayanabiliriz ama 
çocuklar ölüyor.Tekrar..Tekrar..Açlığıyla, savaşıyla, tecavüzüyle, KOLTUK SAVAŞIYLA kabullenmesi zor ama koca bir gerçek olan terörüyle azalıyoruz ve korkarım ki bu acı hiç bitmeyecek.Bu yol senin yolun değil, bu yolların sonu hep haksız ölümlere çıkıyor.

Bizi affet..






No comments :

Post a Comment