Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Saturday, November 17, 2012

Özeleştirimi yaptım. Uzun oldu.



Ahkam kesicek değilim elbette. Çok mutlu bir insan değilim. Mutsuz da değilim. Naber denildiğinde “iyiyim” diyen ama aslında “eh” vaziyetinde olan ortalama mutlu biriyim

O halde bu yazıya neden ve hangi sıfatla başladığımı anlatayım. Eski anılarım beynimde sık sık tekerür eder. 3-4 yıl öncesine kadar kendimi nasıl gereksiz dramlara soktuğumu görürüm. Daha küçüktüm tabi o zamanlar. Yaş 14-15’ti ve ben en ufak bir sıkıntıda kendimi yerlere atıyordum. Şimdi durum değişse de anafikir hala aynı: Olayları dramatize etmeye bayılırım !

Mutluluk üzerine yıllardır düşünürüm. 3 yıl önce, mutluluk benim için ”Ay kendime şunu aldım bunu aldım” ,yok efendim “Bu beni sevmiyo o bana gıcık şu bana aşık” gibi gerçekten basit sebeplerle değişebilen bir tanımmış. Şimdi gülerek anlıyorum bunları. “Hahaha ben çok büyüdüm süper bir insanım” falan demek için yazmıyorum bu yazıyı. Öyle olmadı. Anlatacaklarım farklı

O cümlelerin köküne indiğimde mutluluğumun hep “birilerine bağımlı” olduğunu gördüm. O terk etti diye yıkılmışım, o gelmezse mutsuz kalacağıma inanmışım. Bu geldi diye mutlu olmuşum ve hep böyle kalacağıma inanmışım. Bağımlıymışım ben. Kendi kendime mutlu olmayı beceremeyen ve mutlu olmak için başkalarına fazlasıyla ihtiyaç duyan biriymişim.

İnsanlar yalnız başına mutlu olamazlar. Mutlu olmayı bırakalım, yalnız yapamazlar da. Ama hayatımızı o birilerinin üzerine kurduğumuz vakit mutluluğumuzu riske atıyoruz. Mutluluğumun o kadar değişken olmasını istemedim ben. Birileri hayatımızdan girip çıkacak, delgeç olacağız biz, ve başımız dönecek öyle mi?

Mutluluğumu ya da mutsuzluğumu birilerine bağlamaktan bıktım. Bunu belirleyen ben oldum.

Hayatım boyunca hayran kaldım, her şeye rağmen gülebilen insanlara. Bende hep gülüyorum evet ama sadece fiziksel bir davranış benimkisi. Gülmeyi içimde hissedemiyorum, o şekil işte. Mutlu olmak için çaba harcayan kişilere imrendim. Mutlu olmak kolay değilken mutsuz olmak basittir çünkü. Mutsuzluk bir kendini koyverme biçimi olabilir yeri geldiğinde. Tabi ki arada mutsuz olacağız ama bunu kronikleştirmişsek, kusura bakmayın ama bu bizim hatamızdır. Bir zamandan sonra, mutsuz olmak artık bizim suçumuzdur

Hayatta yaşama amacımızın mutlu olmak olduğuna inanırım. Bir kitapta okumuştum: “Sıradan bir günüm için minnettar olmayı öğrenmeliyim” O hayran kaldığım, hep mutlu olmaya çabalayan insanlardan biri değilim. Ama en azından bu yolda ilerlemek istiyorum. Ben mutlu olmak için mutluluğumu birilerine “bağımlı” hale getirmekten vazgeçtim- dikkat edin seçtiğim kelime bağlı değil. Çünkü hayata net bakmıyorum.

“Ben sabit bir insanım, kimse beni etkileyemez” falan demiyorum elbette. Ama en azından artık ağızlarının içinden çıkan tek bir kelimeye bakmıyorum. Benim de bir söz hakkım var. Onlara bağımlı olmayınca kendimi dinliyorum. Onlar da beni dinliyor. Ben mutlu oluyorum

Eğer yazıyı buraya kadar okuduysanız fark etmişsinizdir ki yazıyı bir yere bağlamadım. Mutlu olmanın sırrını keşfetmiş değilim ki yazıyı güzelce noktalayayım. Ben artık kaptırıp koyvermiyorum kendimi. Ağlıyorsam gülmeye çalışıyorum. Mutsuz olmamın alabildiğine kolay olduğu şu günlerde mutlu olmaya çalışıyorum hepsi bu

“Mutsuz olmamak mutlu olmak için yeterli değildir.

Mutlu olmak için nedenler aramalısınız”

Mesela yeniden en baştan sevmek gibi..




1 comment :

  1. Zamanın Unutturamayacağı Anı, Ölümün Dindiremeyeceği Acı Yoktur.-Cervantes-

    ReplyDelete