Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Friday, December 14, 2012

Bugün KFC’de ketçabın paketini açamayınca yalnız başıma yemek yediğimi anladım



Burger King’e Börgır, McDonalds’a Mek demeye başladığımız gün büyüdüğümüzü zannettik. Milli Egitim (!) sınavlarından çıkıp arkadaşlarımızla yeni yeni takılmaya başladığımız günler “Burgera gittik” deyip her yerde anlatmak başlıca hava atma sebeplerimizdi. 5. sınıftaydım. Kuzenime “Arkadaşımın sevgilisi varmış” dediğimde - ki kuzenim benden 5 yaş büyük ve erkek- “Napıyolarmış hamburgeciye mi gidiyolarmış beraber” demişti. Bu lafın anlamını uzun yıllar sonra anladım. * *

Hamburgercilerimiz önemliydi bizim için. Sonra büyüdük. Kafelere, barlara gittik. Bunu reklam bile etmez olduk. Şimdilerde KFC, Pizza Hut gibi fast foodçularımız da var ama Burger ve Mc’in yeri ayrıdır. Ne bileyim, bizdendir onlar. Evet hala Burger ve Mc diyorum çünkü öyle alıştım!

Şöyle bir şey de var: Burger’ın hamburgeri iyidir, Mc’in patatesi. Burger’ın patatesi çok iyi değildir mesela. KFC’nin patatesi ise hiç iyi değildir.

Burgerda “McRoyal” istemiştim bir keresinde. Hayat çok fastfood

şarkının tam şurasındayım şura -----I go tit for tat with anybody who's talking this shit that shit


DİŞİME TAKTIĞIM ŞU PLAKTA İKİDE BİR DİLİME TAKILIP BENİ PELTEK YAPMASA KEŞKE

terkedildim.. hahahahahhahahahahah !

Köşe yazısı gibi: Bir cümle ve enter.

Hani kendinizi kötü hissettiğiniz anda iyi şeyler oluverir ya.


Derste dizinize koyduğunuz telefondan mesaj titreşimi gelmezken, “Zaten ben de malım” diye düşünürken sınıfta söylediğiniz öylesine bir söze herkes güler. (Bir de o durumda sizin gülmemeniz gerekiyor. Herkes kıkır kıkır iken siz ciddiyetinizi korumakla mesul olmalısınız. Pek çaktırmamalısınız ki insanları güldürmeniz bir hobi olarak düşünülsün)

Dışardan geldiğimde cıvıl cıvıl ev arkadaşlarımı görmek bütün moralimi sikip atar birden

Donuklaşmış bir yüz ifadesiyle dağ tırmanırcasına çıktığınız metroda akordiyon sesi duyarsınız birden. Para atarsınız.

Yorgunluktan ölürken, güzergahı dogrultusunda sizi her zaman uzakta bırakan dolmuş bu kez dolu trafikten ötürü evinize 50 adım kadar yakın bir mesafede bırakmıştır sizi.

Bir üzüntüyle gelip burada içinizden geçenleri öylesine bir dille anlatırsınız da insanların sizinle ilgilendiklerini görürsünüz ya. “Üzmesinler seni, döverim onları” diyordur birileri hatta.

GÜLÜMSERSİNİZ. o çok hoş.

Arkadaşınızla kavga ettiğiniz sırada quizden 96 alırsınız.

Hayat çok. Çok işte



Süngerbob’un hayatı yaşama enerjisine hayranlık duyarım.

Ya q harfi yerine a kopsaydı klavyeden?

“Kurduğun cümlelerdeki a harfi kadar gerekli olsaydım sana, şimdi yan yana olurduk”  Teşbih sanatını abartmak istedi canım.

Ben de bazen “Beni bıraktın! Beni beni simge’ni?” demek istiyorum ona.

Biraz dikkatle düşünün: Onunla hep gittiğiniz yere onsuzken gidince canınız pek acımaz da onunla sadece bir kez gittiğiniz yerden geçince içiniz paramparça olur: O mekana ikinizden çok fazla anı bırakamamışsınızdır.

Kendimi yeterince tanımadıgımı yeni bir okula başladığımda “Hadi kendinizi tanıtan bir yazı yazın” dediklerinde anlarım.

Şarkılarda ne dediğini anlayamazdım eskiden, ama anlamazken daha güzellerdi. Babama sorardım: “Baba ‘-40 derecede bile yüzebilirim’ ne demek ki?”


cut.

No comments :

Post a Comment