Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Friday, September 18, 2015

Küçük bir yaz masalı

Ben kendimi yeryüzünde ki herkese ve her şeye anlattım.Menekşeler dinledi, dalgalar sırtımı sıvazladı, güneş her sabah elinden geldiği kadarıyla motive etti, klarnetler dokundu kulağıma, rüzgarlar geçti ruhumdan sırf ben daha iyi olayım diye.Ben hayatımdan gelip geçen kimseyi yeryüzüne anlatmadım, anlatamadım.Bir tek seni anlattım rengi atan zakkumlara, durgun sulara, batan güneşe, akoru bozuk bir gitara, dokuz ayda bir karaya vuran naif meltemlere..
Yaz boyunca ben seni en çok babama anlattım.Senden bahsederken adını hiç kullanmadım.Seni anlattığımı belli eden cümlelerde, adın hiç olmadı..Anlatmaya doyduktan sonra senden bahsettiğim ne varsa kimseler seni bilmesin diye denize fırlattım.Çünkü biliyordum seni, benim anlatmam haddim değildi.Bu duyguyu en çok batan güneşe anlatması zor oldu.Tam senli cümlelerimin en güzel yerine geldiğimde beni dinlemekten bıkıp bir anda batıyordu, yine yarım kalıyordum.Ben seninle ilgili tek bir cümle üstünde saatlerce duruyordum.Seni anlatırken kelimelerin yetersizliğini öğrendim.En çok rengini bilmediğim gözlerini anlattım, bazen ellerini anlattım.Ellerini sevdim, tuttuğunda asla bırakmayacakmış gibi kenetleniyordu ellerime.Senin iştahlı bir şekilde su içmeni sevdim, sanki dünyada kalan tek suyu sen içiyormuşsun gibi çocuksu bakışlarına takılı kaldım.En az kalbinden bahsettim, onu tanımıyordum.İnan kalbini tanısaydım sadece onu anlatırdım.Kalbini ben dahil hiç kimse bilmedi.

Yine bir gün yeryüzüne seni anlatıyorken, fırtınada bir gemi yalpalandı bana doğru.Önce sana dair kurduğum düşlerim terk etti iskeleyi ardından gerçekler dalgalarla birlikte suratıma bir bir çarptı.Kırılgan, çaresiz çocuklar gibi ısrarla kalbini tanımaya devam ettim.Tanıdıkça başımın üzerine çöken martılar "aldanıyorsun" diye çığlık çığlığa uçuştu.Balıklar sana aldandığımı fark edip karaya vurdu.Ben o gün seni anlatırken yeryüzünü dinlemedim.Meğerse ben senin o sevdiğim ellerini tutup, rengini bilmediğim gözlerinde dalıp giderken ne kadar çok yıkılıp, savrulmuşum.Yalpalanan gemi değil benmişim.Martılar beni senden daha çok sevmiş, balıklar benim için intihar etmiş.İdrak edemedim başta.Kalmaya devam ettim, seni sevmeye kararlıydım.Martılar şehri terketti, insanlar birer birer yok oldu, güneş yerini aya bıraktı.Seninle beni bir an bile olsa biz olarak görmeyi o kadar çok istedim ki sabrettim.O iskele bugün yandı, yanarken karşıdan baktım.Senin beni sevebilme ihtimalin yoktu ama yeryüzü benden yanaydı..Bir adın yoktu demiştim ya artık var.Beni küllerin içinde güç bela aydınlanmaya çalışan karanlıkta bırakıp gittiğin için senin adın Leyla.
Öyle güzel gittin ki bu liman yanarken ben Leylaya Mecnun kalamadım aşkım.

Kış gelirken beraberinde seni de bana getirecek diye ilk defa yaz boyunca kışı beklemiştim.Sen kışla birlikte gelen sevda olmak istemedin, sen bana yazın ortasında kışı yaşattın.Hani yaşanacak aşklarda erkek Mecnun kız Leyla oluyordu? O işler artık nostaljik yürümüyormuş..







4 comments :

  1. Simge muazzam olmuş !

    ReplyDelete
  2. Simge yazıların takip ediyorum ve başka yazılarıda takip ediyorum ama hayatımda senin kadar güzel içten yazı yazan birini görmedim.Simge senin çok zarif bir kalbin var ve herkez onu haketmez o sadece bir kişinin olmalıdır onu da ancak zamanla bulabilirsin bekle Simge bekle !!!!

    ReplyDelete
    Replies
    1. pekala ismi olmayan yabancı , bekleyelim de görelim :D dikkat et senin de ismin sonradan Leyla olmasın.İnsan üzülüyor çünkü.

      Delete