Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Wednesday, August 3, 2016

Venüs
















Bu fotoğrafı buraya -hayata karşı duruşumu- 
görsel olarak ispatlamak için bırakıyorum 


Sıcaktan bayılmak yerine, heycanlanıp hislerimden ötürü bayılmak istediğim şu
gecede sağ elimle müsli kaşıklarken, sol elimin ilk üç parmaklarıyla bu postu atmaya çalışıyorum.Anlayacağınız yine gelişine yazıyorum, öylesine.Hala hissedebildiğimi kanıtlamak istiyorum ama görüyorsunuz ki potansiyelim yok.Hislerimi kanıtlamam için yamaç paraşütünde keyif yaparken ipleri bir anda koparıp kendimi denize atmam lazım.Yaparım da.

Bak şimdi nasıl başlıyorum yazıya:

"İyi de o işler öyle olmuyor!" Birini düşünmüyor, herhangi bir olayı kafaya takmıyormuş taklidi yapınca ya da içinde tuttuğun kalan son bir kırık sevgini görmezden gelerek güçlü kalmıyorsun, kalbinin ve zihninin kapıları ölene dek kapalı kalıyor.Kimseye tahammül edememe meselesinden değil, yok düzenim bozulur şartımdan da değil.Aklımın dağınıklığından kaynaklı.Dağınıklığa da dayanamam bilirsin ama toparlayamadığım tek oda aklım.O oda dağınıklıktan sarhoş olduğu zaman yediğin, içtiğin ve yaşadığın hiçbir şeyin önemi yok.Sana söylemiştim, hayal kurmuyorum artık kırılıyor sadece umutlu kalıyorum diye.İşte tam şuan kalbimin minicik bir köşesinde umut ışıkları yanıp sönüyor.
Işıklar hem kalbimin hem de kafamın içinde "bak sana söz her şey güzel olacak" diyor.

Bugüne kadar atlattığım her şey hayalimde büyüttüğüm kadardı.Sahip olmak istediğim ne varsa hevesim kaçtı diye olmadı.Veda etmekten hiçbir zaman çekinmedim.Kaybedeceklerim sınırlı şeyler.Kaybetmekten korkmuyorum.Gerçekleşmeyen hayallerime ve planlarıma takılı kalmıyorum.O zaman çare aramanın gereği yok.

Peki, bu önemsiz "kendime not" kısmını geçeyim.Başlıyorum;

öncelikle arka planda yine geçmişe takılı kalma huyumdan dolayı "Ebru Gündeş-Sen Allah'ın Bir Lütfusun" çalıyor ve replay modunda kalmış değiştirmeye üşeniyorum.Hayır, yeryüzünde henüz hiç kimse benim için Allah'ın lütfu değil, olacağını da sanmıyorum.Yine de siz bilirsiniz :)

İçimden geçenleri bir şarkıda duyunca sanki bir arkadaşım sırf ben üşeniyorum diye benim yerime konuşuyormuş, olan biteni anlatıyormuş gibi geliyor.

-İnan sana olup biten her şeyi saatlerce en sevdiğim *o iskelede bir solukta anlatmak isterdim.

Hiç durmadan konuşmak istediğin birileri ya da zamanlar oluyor, bazen! Size de oluyor değil mi? Hayatımda ki her önemsiz ayrıntıyı anlatma isteği var ve hayatımda ki her şeyi öğretmek, onun hayatındaki her şeyi öğrenmek.(oysa hiç meraklı biri değilim..) fakat bu tamamen bir arzu.İlerde hiçbir işime yaramayacak bütün bilgileri hafızama atmak istiyorum.Mühendislik formülleri ilgimi çekmemeye başladı.Teorem, teori, ispat, soru, analiz, veri etc. etc.
İs-te-mi-yo-rum daha fazla teknik bilgi.Artık sadece sıfırdan uzaklaşıp gidilmiş bir hayata başlamak istiyorum.Sizi orada istemem.Kafamın içindeki istek tam olarak bir kabilenin arasına girip orda ilkel yaşamak.Üstelik beni yadırgayacaklarını sanmıyorum.Buradan Kuzey Sentinel Adasına duyuruda bulunuyorum, "beni aranıza alın" tamam siz görmeyeceksiniz belki ama Hindistan hükümetine sesimi ulaştırabilirim.Stephen Corry den destek almak için yola çıkıp Stephen Curry ile dünya evine girebilme olasılığım olduğunu benden daha çok düşünüyorsunuz tabi.İşte o işler öyle olmuyor demiştik, tam da olmuyor.Bir dakika ben başka bir şeyden bahsedecektim.

Bir gün olurda gelip beni sevindirir(sen), senin hakkında içimden "bu konuda ne düşündüğünü bilmiyorum" diye düşünmek istemiyorum.İşte tam olarak öğretmek ve öğrenmekten kastım buydu.Tez canım sayesinde hemen heycana kapılıveriyorum bir iki cümlede.Sonra rüzgar gibi yüzüme çarpa çarpa gerçeğe geri dönüyorum, kendime geliyorum.Hem çok istiyorum, hem aman eksik kalsın diyorum.
Yalnızlık kavramını unutturan bir hayal ile oturup Orhan Veli'nin sözlerine kulak veriyorum."öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın" Orhan Veliye sesleniyorum, "Ne zaman gelirse gelsin vazgeçmeyecektin" çünkü benim kadar vazgeçmeye meyilli değilsin.Peki ya sen, öyle bir zamanda mı geldin?

Hayalden biriyle konuşuyorum biraz, sonra biraz gerçeğiyle, biraz şarkılarla, kafam ona odaklanmasın diye belki biraz Joey (Friends) ile eğleniyorum, çok az ders çalışıyorum, okula aşırı kafa yoruyorum.Yine de biraz sen varsın işte.

Uyuyorum sonra
Düşünmeden
Hadi ama sizde bunu yapıyorsunuz değil mi?
Ben ikili ilişkileri beceremiyorum,
lütfen şansınız varsa birbirinize her ayrıntıyı öğretin.
Uzaktan güzel bir şeye benziyor.



COCOON



1 comment :