Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Saturday, July 14, 2012

İmdat !


dinle dostum,

19 yaşındayım. 1 aydır sürekli aynı giysiyi giyiyorum. Tatilin ilk günü ne giydiğimi hatırlamak için şu anda ne giydiğime bakmam yeterli. Her haftasonu alışveriş yapmama rağmen, "giyinmem gerektiğinde", yatağımın ya da koltuğun üstüne attığım gri, bana 2 beden büyük "the doors" tişörtümü elime alıyorum. üstelik the doors hayranı değilim. sadece iki üç şarkısını biliyorum. bu tişörtü neden aldığımı da hatırlamıyorum hatta almamış bile olabilirim..belki de geri satarım talibi çok, bilmiyorum. dün, şeker komasına girmediğim için çok şanslıyım. hayatımın hiçbir gününde, hiçbir şeker bayramında bile yemediğim kadar şekerli şey yedim. aldığım cheesy breadleri çikolata sosuna batırıp yerken hatırlıyorum kendimi. sabah kalktığımda the doors tişörtümün üstündeki çikolata sosu lekeleri ve boynumu kaplayan kurumuş çikolata da bunun bir kanıtı. peki nasıl temizlendim? kendimi yaladım. ellerime baktığımda, ojelerimi en son ne zaman sürdüğümü hatırlamadığımı farkettim. ama ne zaman sürdüğümü hatırlatacak bazı şeyler de yok değil, mesela sağ başparmağımın tırnağındaki oje gerçekten yok gibi. hayatta saç kılından daha çok iğrendiğim bir şey varsa, o da deforme ojedir. yani öyleydi. şu an ben deforme olmuş ojelere sahip bir kızım.
bunu da geçiyoruz.
 Çarşamba gününe çok sevdiğim adamlarla ilgili bir paper ceviri yazmam gerek. Kanadalılar petrolü nasıl ortaya çıkardı. evet yazıyorum da, hem de aşırı hoşuma gidiyor ama her cümlede bir buzdolabından diyet kola alıp kafaya dikiyorum. İşim çok uzun sürecek gibi.
Aldığım ilaçların etkisiyle dün gece 11 buçuk saat uyuduğum gerçeğiyle karşı karşıya kaldım az önce. bu beni derinden sarstı. çok uyudum. iyi ki çikolata kusmadım.
Ayrıca dün gece ben uyurken facebook statüsümün fotografımda sıçtığımızın resmidir diye bir sey güncellendiğini sabah farketttim. Yani şifrem insanların elinde dolaşıyor ama pek de umrumda değil galiba. Şakacı arkadaşlarım var diyip güldüm. hehe. hiç komik değil aslında.
4 adet diyet kutu kola ve bol acılı adana istedim yemekçiden, getirdi sağolsun. siparişimi almak için kapıya spongebob pijamam ve the doors tişörtümle gittim. saçlarım gerçekten fel fecir okuyordu.
sanırım yazlığada aynı kostümle gideceğim. neden böyle olduğum hakkında hiçbir fikrim yok.
laptopumun ekranı gidip gelmese bir de, hayatım bayram olacak sadece sahip olduklarımla. canım limonlu dondurmam, canım kolam, canım laptopum. sizi çok seviyorum ama;

bak arkadaşım.

olmuyor böyle.


ve anne, blogumun sıkı takipçisi olduğunu bildiğim için bunu sana yazıyorum; bu sefer bu yazdığım yüzde yüz gerçek. (eğer merak ediyorsan diye)

No comments :

Post a Comment