Burada da hiç merak etmeyeceğiniz fotoğraflar paylaşıyorum

Instagram

Friday, August 10, 2012

“Bi arkadaşa aşık olup çıkıcaktım”


Arkadaşla sevgili olmak da zordur, sevgili olamayıp arkadaş kalmak da. Neresinden bakarsanız bakın çok sancılı bir meseledir şu arkadaşa aşık olmak denilen şey.
“Arkadaş” kavramı bu noktada ikiye ayrılıyor aslında, sadece ortamınızda bulunduğu için vakit geçirdiğiniz birine aşık olmakla karşı cinsten en yakın arkadaşınıza aşık olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Aynı sınıftan, mahalleden, kurstan tanıdığınız birinden hoşlanabilirsiniz ama en yakın arkadaşa aşık olmak bundan çok daha farklı hisler uyandırır: Suçluluk“Bu da nereden çıktı”,“Şimdi hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”…

her yakın arkadaşlık bir miktar sevgililik içeriyor sanırım.
Bu hislerin birden kabarması ise yalnız ve boşlukta hissettiğiniz dönemlere denk gelir genelde. Sevgilinizden ayrılmışsınızdır, taşınmışsınızdır, okul değiştirmişsinizdir ve bu boşluk döneminde yanınızda “O” vardır. Yahut siz öyle görmek istemişsinizdir.
Olan olur. Birden rüyanızda onu görmeye başlarsınız, yanında birini görünce, birinden bahsedince sebebi belli olmayan bir sıkışma duyarsınız içinizde. Kendinize “Yok canım daha neler” derken bir akşamüstü müzik dinlerken onu düşünürken bulursunuz kendinizi, “canım” demesini çok fazla ciddiye alırsınız. Onunla buluşmaya daha bir özene bezene gidersiniz, telefonunuza 3 mesaj geldiyse muhakkak ilk onunkine cevap verirsiniz.
Artık o sırıtma devrelerinden sonra “Evet lan ben galiba aşık oldum” itirafı ve “Eyvah şimdi ne olacak” evresi başlar. Bir kere, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır ne olursa olsun. Söylesem mi söylemesem mi, acaba o da seviyor mudur, hislerimi belli etsem mi gibi sorular kafayı kurcalar.
Eger o da sizi seviyorsa bir ilişkiye başlarsınız, belki yakın arkadaşlıktan dogan bir sevgilinin handikapları ilişkiyi bitirir yahut bunun avantajlarından yararlanıp geçinip gidersiniz. Ama bu mutlulugun içinde bile “Ayrılırsak arkadaşlıgımızı da mahvetmiş oluruz” düşüncesi hep bulunur.
Gelelim kötü olasılıklara. Eğer ona bir şekilde açıkladıysanız ve onun hisleri sadece arkadaşçaysa işte o zaman her şey zorlaşır. Bu noktada arkadaşlıgın yakınlık derecesi çok önemlidir ama ne olursa olsun hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır işte. Ya “Tamam, geçici zaten bu hislerim” şeklinde geçiştirirsiniz ve hakikaten de ona arkadaş gibi bakmaya devam edersiniz ya da bir sürüncemeye girer, ondan soğur vebir gün ister istemez hayatınızdan çıkarırsınız. O da size eskisi gibi bakamaz, bakamaz işte.
Bazense “Onu kaybetmek istemiyorum” dersiniz kendinize ve ona söylemeyemezsiniz, ki en kötüsü de budur işte.. Bu sefer kıskançlıklarınızı açıklayamazsınız, onu bir toplu iğne gibi hayatınızda tutarsınız ve canınız çok yanar. İçinizde ukde kalır, hayatından geçip gidenleri izlersiniz, belki de bir akşamüstü müzik dinlerken“arkadaşınız” için ağlarsınız. Ve bunu hiçbir zaman söyleyemezsiniz, ne ona ne kendinize.
Neresinden bakarsanız bakın zor bir mevzudur arkadaşa aşık olmak, neresindne tutarsanız tutun elinizde kalır. Arkadaşa aşık olmak galiba biraz da kolaylıktır, yanınızda duran, siz ağladığınızda bir koşu yanınıza gelen insanın sevgiliniz olması gerektiğine çok kolay ikna olursunuz.
En yakın karşı cins arkadaşlar her daim yanınızda olması gereken kişilerdir. Ama sevgililer bir dönem yoğun bir biçimde varken ondan sonra hiç olmayan insan evlatlarıdır.
İkisinin de kendine göre güzellikleri vardır. O yüzden aradaki çizgi ince, hatta bazen çok incedir.
Gerçi artık arkadaşlıkların sevgililiklerden daha kısa sürdüğü bir dönemin içindeyiz,“Kaybetmek istemiyorsanız aşkınızı bastırıp arkadaş kalın” savı da çok dogru olmayabiliyor. Zor. Çok zor.
Eğer şanslıysanız zamanında aşık olduğunuz biriyle arkadaş olursunuz, o sizi o türlü sevmez ama yine de hayatında tutar, sabreder, hislerinizin bitmesini bekler. Zaman en uygun sevgi biçimini bulur zaten. En iyi olasılık budur işte.
Ama genelde, neresinden bakarsanız bakın bir arkadaşa şöyle bir bakıp aşık olup hemen çıkılamaz.

Benim önce onunla arkadaş olmam gerekiyor, ya sizin?
Kolay gelsin



3 comments :

  1. Peki bi arkadasa gercekten asik olup olmadigini sana zaman soyleyebilir mi ozellikle yakin bi arkadasa yoksa zamandan cevaplar beklerken birden soruyu mu alir elinden

    ReplyDelete
    Replies
    1. Zamanın yanılttığını ve bizden çaldığını düşünüyorum.herhangi bir şeyi zamana bırakmayalı dört yıl olmuş neredeyse.aşıksan aşıksındır bunun zamanla bir ilgisi yok.

      Delete
    2. ilk yazını okudum ilk aşkından bahsettiğin :) buda benim ilk aşk deneyimim olabilir tabi bu sadece bir şüphe daha önce ne bir kişiye ne bir nesneye yada mesleğe (bla bla) bir bağ kurduğumu hissetmedim ve ilk kez bir kişinin ömrümün farklı dönemlerinde nasıl duracağını nasıl hissetireceğini düşündüm varsayımlarda bulundum ama yine de ne yaşadığım hakkında en ufak bir fikrim bile yok
      neden mi sana soruyorum ?
      insanlara yaklaşımını ve tavsiyelerini sevdim

      Delete